Güncel
Yalçın Konya’dan Seslendi: Yasak ve Dayatmaların Kaldırılmasında Rehberliğimiz Var
Yalçın Konya’dan Seslendi: Yasak ve Dayatmaların Kaldırılmasında Rehberliğimiz Var
Memur-Sen ve Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından organize edilen ‘Sivil Toplum Buluşması’nda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Memur-Sen olarak yasakların, dayatmaların birer birer ortadan kaldırılmasının altında gayretlerimiz ve rehberliğimiz var” dedi.
Memur-Sen ve Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından organize edilen ‘Sivil Toplum Buluşması’ Konya Öğretmenevi’nde gerçekleştirildi. Programa Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.Buluşmada Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, ‘Dünden Bugüne Eğitim’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Eğitim serüvenini geniş bir perspektifle değerlendiren Yalçın, 2.Mahmud döneminden bu yana eğitim sistemindeki köşe taşlarını anlattı. Program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Eğitim, Denetimi Toplumsal Hayata Yayar
Yalçın, sunumuna ‘İdeolojik Eğitim Sistemi ve Endoktirnasyon” konusuyla başladı. Bu konuda Althusser’in ‘Eğitim sistemi devletin ideolojik aygıtlarından biridir’ ile Foucault’un ‘Hastaneler, yurtlar, eğitim kurumları, fabrikalar ve hapishaneler 19. yüzyılda oluşturulmuş, sanayi ve kapitalist toplumun işleyiş koşullarını oluşturan iktidarın toplumsal parçalarıdır’ sözlerini katılımcılarla paylaşan Yalçın, eğitimin, denetimin bütün toplumsal hayata yayılmasında önemli aparatlardan biri olduğunu kaydetti.
Eğitim Felsefesinin Tartışılmaya Açılması Elzemdir
Türkiye’deki eğitim sisteminin şekillenmesinde dönemin siyasi atmosferinin önemli rol oynadığını sözlerine ekleyen Yalçın, “Eğitim sisteminin kurucu fikri ‘haklar ve ödevler’ arasında gidip gelmiştir. Ödev merkezli bir eğitim sistemine tabi tutulan insanlar, böylece aynı olaylara aynı refleksleri vermeleri sağlanır. Türkiye örneğinde ‘Eğitim şart’ mottosu ile örgün eğitimin doğruluğu ve gerekliliğine duyulan inancın doğru karakterize edilmesi için eğitimin felsefesinin tartışılmaya açılması elzemdir” şeklinde konuştu.19.yüzyıldaki modernleşme doğrultusunda gerçekleştirilen eğitimden bahseden Yalçın, bunun 2.Abdülhamid döneminde farklı bir anlayışa evrildiğini kaydetti. Milli iradenin devre dışı kaldığı dönemlerde eğitimin, ideolojik biçimlendirme aracı olarak kullanıldığının altını çizen Yalçın, bu amaçla dini eğitim kurumalarının kapatıldığını, ancak 1946’dan sonra kontrollü biçimde ve belli amaçları karşılamaya matuf olarak açıldığını sözlerine ekledi.
Fullbrıght Anlaşması ve Emperyal Vesayet
ABD’nin Türkiye eğitim sistemine olan ilgisinden söz eden Yalçın, “Fullbright anlaşması: 27 Aralık 1949 tarihli Türkiye ve ABD Hükümetleri Arasında Eğitim Komisyonu Kurulması hakkında anlaşmadır. En önemli özelliği; Türkiye’de kazanılacak Amerikan yanlısı kadroların eğitilme biçiminin saptanması ve bu iş için gerekli giderleri karşılama yöntemlerinin belirlenmesidir. Belirlemeler aynı zamanda, Amerika’nın Türkiye’ye göndereceği uzman, araştırmacı, öğretim üyesi adı altındaki personel için de yapılmaktadır. ABD’ye, Türkiye’de “yardım” edip “işbirliği” yapacak, geleceğin “Türk” yöneticilerini yetiştirmek üzere, Amerika’ya götürülecek Türk öğrenci, öğretim üyesi ve kamu görevlilerinin konumları da bu anlaşmayla belirlenmektedir. Bu antlaşma Türk Milli Eğitimine yön verecek iradeye, ABD’nin önce ortak edilmesi daha sonra belirleyici olmasını sağlayacak koşulları yaratan bir antlaşmadır” değerlendirmesinde bulundu.
“Millete Rağmen Millet İçin: Tek Parti Dönemini anlatan Yalçın, “Bu dönem, eğitimin ideoloji yükü altında ezildiği, hak yerine ödevlendirmenin ön plana çıktığı, Batılı vatandaş imali hedefinin ön plana çıktığı bir dönemdir. Bu amaçla da gelenekle olan bağ radikal bir şekilde koparılmak istenmiştir. Latin alfabesine de bu bağlamda geçilmiştir. Cumhuriyet’in yeni insan ve yeni toplum projesi uygulanmıştır. Ders kitaplarında rol model olarak başı açık batı tipi kadın resimleri tercih edilerek veya başörtülüler hizmetçi olarak gösterilerek mühendislik yapılmış ve subliminal mesajlarla bilinçaltı şekillendirilmeye çalışılmıştır. Bu dönemden sonra gelen bütün dönemlerde de bu devam etmiştir. Toplumsal ve kültürel değerlerimiz yerine, Batı merkezli bir değer sentezlemesi yapılmıştır. Ders kitaplarında ve okulda totaliter bir söylem hakimdir. Eğitim öğretmenin aracı olduğu kadar, unutturmanın da aracıdır” diye konuştu.Yalçın daha sonra, “Demokratik Yaşama Geçiş Dönemi” konusunu işledi. Yalçın, “1950’de tarih ders kitaplarında İslam tarihine daha geniş yer ayrıldı.İslam dini ve Hz. Peygamber hakkında saygın ifadeler kullanılmaya başlandı. Eski Türklerin inanç ve yaşamları ile İslam arasında benzerlikler kurularak Türklük ve İslamlığın birbirini tamamlayan unsurlar olduğu öne çıkarıldı” ifadelerini kullandı.
FETÖ ve Endoktrinasyon
“15 Temmuz darbe girişimi ile bu ülkede endoktrinasyonun yeni bir aktörü olarak devlet içerisine sızan bir örgütün etki sahasının genişliğine müşahade ettik” diyen Yalçın, “Bu çete, devlet imkanlarını kullanarak ciddi bir kitleyi endoktrine etti. Bunu yaparken paralel teoloji üreterek dini bir motivasyon aracı olarak kullandı. Sorgulamadan itaat eden, rüyalarla yönlendirilebilen, masum insanların üzerine ateş açacak kadar gözü dönmüş mankurtlara dönüştürülen bu insanların kullandığı her argüman, örgütlenme modellerindeki yöntem sosyolojik olarak incelenmelidir” diye konuştu.
Eğitimin Gelişmesi İçin Birçok Adım Attık
Büyük sıkıntıların yaşandığı 28 Şubat sürecinden sonra yeniden milli iradenin söz sahibi olduğunu dile getiren Yalçın, “Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen’in Türkiye’de eğitimdeki vesayet uygulamalarının, bariyer ve barikatların ortadan kaldırılmasında çok önemli katkısı oldu. 18 ve 19. Şura’lardaki tekliflerimiz ve alınan kararlar yeniden öze dönüşe yol açtı. And’ın kaldırılması dâhil az önce ifade ettiğimiz bütün dayatmaların birer birer ortadan kaldırılmasının altında gayretlerimiz ve rehberliğimiz var. Bunlara ilaveten kamusal alan yalanının bitirilmesindeki toplumsal tepkinin organize edilmesi ve siyasi iradenin zorlanması noktasındaki 12 Milyon 300 bin imza ve sivil itaatsizliğimiz kamuoyunun yoğun desteği ile gerçekleşti ve neticeye ulaştı” dedi.Buluşmada, Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Muhsin Görgülügil ve Memur-Sen Konya İl Temsilcisi Nazif Karlıer de bir konuşma gerçekleştirdi.Program plaket takdimi ile sona erdi.