Diyanet-Sen Genel Merkezi
Kendi Adımıza Değil İnsanlık Adına Bayram Yapalım
Kendi Adımıza Değil İnsanlık Adına Bayram Yapalım
Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar “Bizler insanlığın ümidiyiz. Bu aziz milletin evlatları olarak bayramı kendi adımıza değil, insanlık adına yaşayalım. İnsanlık adına dua edelim.” Dedi.
Kurban Bayramı münasebeti ile bir mesaj yayınlayan Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, “İslam dünyası ve ülkemiz üzerinde oynanan oyunların millet olarak çok şükür farkındayız. Milletimizin selameti oynanan bu oyunların bozulması için, birlik ve beraberlik içerisinde bu oyunların da üstesinden gelmek için fiili olarak ne gerekiyorsa yapalım. Ve bu mübarek zaman dilimlerini Rabbimize dua etmek için fırsata çevirelim. Tüm dünyanın iyiliği için Türkiye’nin selamete çıkması gerekiyor. Bunun için bol bol dua edelim. Ve şunu asla unutmayalım: Bizler insanlığın ümidiyiz! Bu aziz milletin evlatları olarak bayramı kendi adımıza değil, insanlık adına yaşayalım. İnsanlık adına dua edelim. Kurban Bayramınız mübarek olsun.” İfadelerine yer verdi.
Bayraktutar’ın mesajı şöyle:
Kurban Tevhide Götüren Yoldur
Kurban ibadeti Allah’a teslimiyet ve yaklaşma, tevhide götüren yoldur. Allah’ı zikir ve bir eğitim müessesesidir. Kurban, vermektir. Kurban, teslimiyettir, Allah’a adanmışlıktır. Kurban, Hz. İsmail gibi Hz. Meryem’in annesi Hanne gibi her şeyden vazgeçebilmek, en sevdiğini feda edebilmektir. Kurban, uzun yıllar çocuğu olmayan bir baba olan Hz. İbrahim ile yine uzun zaman çocuğu olmayan bir anne olan Hanne validemizin en sevdikleri evlatlarını Allah’a adama şuurunun bir göstergesidir. Kurban, Hz. İbrahim gibi emre itaat, Hz. İsmail gibi teslimiyettir. Kurban en sevdiğini daha çok sevdiğin için bırakabilmektir. Sadece Allah için hesapsız ve içten vazgeçebilmektir.
Kurban; Rabbimizin bizlere bahşettiği en değerli hayatı, değersiz şeylerle harcamaktan kaçınarak en yüce değer uğruna adamanın temsilidir. Kurbanın sembolize ettiği gerçek; Hakk’a adanmanın, teslimiyetin diğer bir adıdır.
Kurban bayramı ve hac, barışın esenliğin; birlik içinde duanın, yakarışın; statülerden arınarak eşitlenmenin; kendini bilmenin, tefekkürün, tezekkürün, yenilenmenin; sabrın, nefisleri terbiye etmenin, hiç bir canı incitmemenin, yok etmemenin; çaresizliği gidermenin, yaşama bilincinin, kutlu yürüyüşün; tarihe tanıklık etmenin kutsalı ve geçmişi idrak etmenin; yoksula, kimsesize, çaresize yakınlaşmanın bayramıdır.
Bayram İçimizdeki Sevinci Bütün İnsanlığa Yaymaktır
Allah (CC) Hac Süresi 37. Ayeti kerimede “Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne de kanları; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvânızdır. İşte Allah onları sizin istifadenize verdi ki size doğru yolu göstermesinden ötürü O’nu tâzimle anasınız. İyilik yolunu tutanları müjdele! buyurmaktadır.
Bayramlar iman ve ibadetimizin yanı sıra ihsanımızı, ahlakımızı, erdem ve faziletlerimizi de biz Müslümanların gündemine taşıması gereken günlerdir. Bencil, haris, müsrif, riyakâr, açgözlü, kibirli kişiliklerin dünya ve ahirette duçar kalacağı kayıpları hatırlatırcasına, bayramlar bizi kanaate, samimiyete, tevazua ve merhamete davet ediyor ve biz Müslümanlara düşen bu çağrıya uymaktır. Bayramların en büyük kazancı, gönlümüzün derinliklerine kadar sevinci hissetmek ve o sevinci ve neşeyi ailemizdeki diğer fertlerle paylaşmak, komşularımıza, dostlarımıza, arkadaşlarımıza, hatta bütün insanlığa yaymaktır.
Kendimiz bayramın bilincine varmaya çalışarak aynı zamanda bayram yapamayan kardeşlerimize bayram sevinci yaşatmak da bizlerin görevidir. Rabbimizin bayram ikramına karşı duyduğumuz minnettarlığı ifade etmenin ve bu ikramı O’nun rızasını kazanmak için bir fırsata dönüştürmenin yolu paylaşmaktan geçiyor. Sevincimizi ailemizle paylaşalım; eşlerimizin yüzünü güldürelim, çocuklarımızı sevindirelim, anne babamızı mutlu edelim. Ailemiz için attığımız her türlü hayırlı, uğurlu, güzel adımın bizi Rabbimiz katında yücelteceğini unutmayalım. Üzerimizdeki akraba ve komşu hakkını ödemek, bağlarımızı güçlendirmek, dua ve rıza kapılarından geçmek için bayramı fırsat bilelim. Yüreklerimizdeki küskünlük, kin, nefret yüklerinden kurtulalım; barışalım, barıştıralım.
Bayramı Otel Köşelerinde Geçirmeyelim
Bayram bize sorumluluklarımızın bilincinde olma bilinci yüklemeye çalışırken bütün bunları bir kenara atıp bayramlara tatil gözüyle bakmak, akrabalardan komşulardan, eşten dosttan ayrı otel köşelerinde tatil yapmak bayramın bilincinde olmamanın en büyük göstergesidir. Bunun toplumda yaygınlaşmaması için ailelere büyük görevler düşüyor.
Bayramın muhtevası yaşanarak, uygulanarak anlatıldığında çocukların üzerinde çok daha büyük etki yapacağı kanaatindeyim. Böylece çocuklarımız gençlerimiz bayramlarını otellerde geçirmek yerine, anneanne ve babaanneleri ile diğer akrabaları ile komşularıyla, dostlarıyla geçireceklerdir. Ailecek gidilen bir huzur evinde o yaşlıların sevincine ortak olmak çocuklarımızın merhamet duygularını ön plana çıkaracaktır. Komşulara yoksullara dağıtılan et, yardımlaşmayı öğrenmelerini sağlayacaktır. Yurdumuza sığınan biçare mülteciler var, alalım ailemizi mülteci bir aileyi ziyaret edelim. Onlara da çaresizliklerini ve kayıplarını unutturalım, ümit aşılayalım. Bizler bu bayram yüzümüzdeki bayram ışıltısı ve sesimizdeki bayram muştusuyla iyilikte yarışalım.
Kendimiz ve İslam Alemi İçin Dua Edelim
İslam dünyası, Müslüman milletler çok zor süreçlerden geçiyor, derin acılar ve ağır kayıplar yaşanıyor. Bayram aynı zamanda duaların kabul olduğu müstesna günlerdir; hep birlikte elimizi açalım ve dua ile avuçlarımıza inen sekineti, emniyeti, hidayeti, selameti insanlığa gönderelim. Silahların gölgesinde bayramı bayram gibi yaşayamayan kardeşlerimizin kurtuluşu için Cenab-ı Hakk’a yalvaralım. Dünyanın farklı yerlerinde kardeşlerimizin yaşadığı zulmün, baskının, işkencenin, mazlumiyet ve mağduriyetlerin son bulması için Yüce Rabbimize dua edelim.
Bu duygu ve düşüncelerde tüm İslam aleminin, milletimizin ve gönül coğrafyamızın Mübarek Kurban Bayramını kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim.