Güncel
Diyanet-Sen Beyşehir İlçe Başkanı İsmail Efe, Eşrefoğlu’nun Kitabını Yazdı
Diyanet-Sen Beyşehir İlçe Başkanı İmam Hatip İsmail Efe, 13 yıldır görev yaptığı tarihi Eşrefoğlu Camisi’nin kitabını yazdı. 204 sayfadan oluşan kuşe kâğıda bastırılan eserin ilk baskısı yayınlanırken, sponsorluğunu ise hayırsever işadamları Ali ve Kamil Akkanat üstlendi.
Beyşehir İlçesi’nde bulunan tarihi Caminin İmam-Hatibi İsmail Efe dünyada bir başka benzeri olmadığı belirtilen Eşrefoğlu Camisi ve Külliyesi’ni anlatan bir kitap yazdı. 204 sayfalık kuşe kâğıda basılan kitabın ilk baskısının çıktığını söyleyen İsmail Efe, Diyanet-Sen Konya Şube Başkanı Ali Koç’u makamında ziyaret ederek basımı yapılan kitabı hediye etti. Başkan Ali Koç, uzun bir emek sarf ederek Eşrefoğlu Camisi ve Külliyesinin tanıtıcı eserini başarılı bir şekilde hazırlayarak halka sunan Beyşehir İlçe Başkanı İsmail Efe’yi tebrik etti.
İmam Efe, 1296-1299 yılları arasında Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından Beyşehir’in İçerişehir Mahallesi’nde yaptırılan ve Anadolu’da ağaç çatı ve direkli düz tavanlı ulu camilerin en büyüğü ve en görkemlisi olarak kabul edilen, üstün ağaç ve çini işçiliği yönünden de bir Türk Ağaç Cami Müzesi gibi olan Eşrefoğlu Camisi’nin kitabını yazdı.
Tarihi camide 4,5 yılı müezzinlik, geriye kalan bölümü imam hatip olmak üzere 13 yıldır görev yapan din görevlisi İsmail Efe, uzun yıllardır tarihi mekânı ziyaret edenlere her yönüyle anlattığı adeta rehberlik yaptığı Eşrefoğlu Camisi’nin kitabını da yazarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi.
ECDAT YADİGÂRI CAMİDE DİN GÖREVLİSİ OLMAK EN BÜYÜK HAYALİ İDİ…
Diyanet-Sen Beyşehir İlçe Başkanı ve Eşrefoğlu Camii İmam-Hatibi İsmail Efe yaptığı açıklamada, 1999 yılında Kaymakamlık onayı ile göreve başladığı camide 2000 yılından itibaren ise resmi görevli olarak mesai yapmaya başladığını vurgulayarak, “4,5 yıla yakın müezzin olarak görev yaptım. 2004 yılının sonunda ise cami imam hatibinin emekliye ayrılmasından sonra 2005 yılından itibaren imam-hatip olarak görev yapıyorum yani toplamda 13 yılı doldurdum bu camide. Din görevlisi olarak ise 21’inci yılım. Görevimin yarısından fazlası bu camide geçti. Hamdolsun ki, böyle ecdat yadigârı bir camide görev yapmaktan da gurur duyuyorum” dedi.
Beyşehir’de öğrencilik yıllarında imam-hatip lisesinde öğrenci iken Eşrefoğlu Camisi’nde ramazan aylarında mukabele okuduğunu belirten Efe, bu camiye olan aşkının daha o yıllarda başladığını dile getirdi. Çocukken yapılan duaların kabul olduğuna inandığını ve bu camide bir din görevlisi olmayı çok arzu ettiğini belirten Efe, yıllar sonra tarihi camide görev yapmanın kendisine nasip olduğunu kaydetti.
AKKANAT KARDEŞLER KİTABIN BASKISINA SPONSOR OLDU
Tarihi camide göreve başladıktan sonra ve içerisindeki detayları öğrendikçe Eşrefoğlu Camisi’ne olan aşkının iyice arttığını anlatan Efe, yazdığı kitabın hikâyesi hakkında ise şunları anlattı: “Öyle ki artık bu camide bir kitap yazacak seviyeye geldik ve böyle gelip giden ziyaretçiler, (eskiden biliyorsunuz bu kadar ziyaretçiler gelmiyordu, bizim sürekli camiyi açık tutmamız, gelip giden gruplara camiyi anlatmamız, yabancı gruplara özverili bir şekilde anlatmaya başlamamız nedeniyle ziyaretçi sayısını daha da artırdı) Bu sayede ziyaretçi sayısı artınca, her gelip giden gruplar bizim bu anlattıklarımızı anlatan bir yazılı belge olup olmadığını sormaya başladı. Bizden önce Yaşar Erdemir hocanın bir kitabı vardı. O da bildiğim kadarıyla 2004-2005 yıllarında bitti, piyasada bulunmuyor. Restorasyonlardan sonra böyle bir kitap daha yazılmaya ihtiyaç olduğunu düşünerek, 4 yıldır bir kitap çalışması yaptık. Hamdolsun kitabımızı tamamladık ve şu anda da basılmış vaziyette. Birinci baskıda sponsorluğunu üstlenen değerli işadamlarımız, Ali ve Kamil Akkanat beylere de çok teşekkür ediyorum. Beyşehir’imizin medarı iftiharlarıdır kendileri. Yani kitabın yazılışı bu şekilde oldu. Kitabımızı, artık camimize gelen ziyaretçilerin bir rehber olmadan rahatlıkla gezebilecekleri şekilde tasarladık. Hem görsel, hem mimari açıdan güzel bir kitap olduğu inancındayım. Yaklaşık 204 sayfalık. İlk planda kuşe kâğıdına 3 bin tane bastırdık. O yüzden kitap çok kaliteli bir seviyeye geldi. Ben bundan sonra daha çok baskılarının olacağını da tahmin ediyorum. Bizden imam olduğumuz için böyle bir çalışmayı beklemeyenler görünce şaşırdılar tabi. Tebrik ve takdirle karşılandı, hatta ‘bu çalışma adeta bir doktora tezi olmuş’ diyorlar. Bu da bize gurur veriyor”
“DEĞERİNİ BİLENLER OKUSUN…”
Yazdığı kitabın Eşrefoğlu Camisi ile ilgili yayınlanan ikinci eser olduğunu da belirten Efe, bu kitabın değerini bilenlerin alıp okumasını özellikle istediğini vurgularken, “Bilmeyen, atacak bir köşeye boşu boşuna bu kitabı okumasın. Değerini bilenler okusun diyorum. Onun için okunmasını tavsiye ediyorum” dedi. Kitabında diğer kaynaklarda olmayan tarihi mekânın farklı yönlerine de yer verdiğini anlatan Efe, şöyle devam etti: “Daha önceki kaynaklarda belki olmayan şeyler de var içeriğinde göreceksiniz. Mesela, diğer kaynaklarda itikap mahallerinden, çilehanelerden, dehlizlerden bahsedilmez. Yine doğu kapısının iç kısmında kapı üzerinde bir kitabe vardı, onu kendim âcizane temizliğini yaparak alttan o yazıyı açığa çıkardım. Buna benzer birçok önemli bilgiyi inşallah kitabımızda bulacaksınız. Ayrıca, kitabımızdaki fotoğrafların çekimleri de profesyonelce oldu. Fotoğraf sanatçılarımız Beyşehir sevdalısı Reha Bilir birçoğunu o çekti. Şeref Akkanat, Seyit Konyalı’nın da fotoğrafları var ve çok kaliteli eserler. Kitaba amatörce çekilmiş fotoğraflar koymadık.” Dedi.
YERLİ VE YABANCI ZİYARETÇİLERE GÖREV YAPTIĞI CAMİYİ DE ANLATIYOR
İsmail Efe, Türkiye’de görev yaptığı tarihi camiyi anlatıp yıllarca adeta rehberliğini yapan ve ardından kitabını yazan bir başka örneğin olduğunu sanmadığını da belirtirken, “Bildiğim kadarıyla böyle bir örnek yok Türkiye’de. İnşallah bu ilki gerçekleştirmiş oluyoruz.”dedi.
13 yıldır asli görevi olmadığı halde ziyaretçilere bu tarihi mekânı anlatmaya çalıştığını vurgulayan Efe, amacının Beyşehir’in ve caminin tanıtılması olduğunu da dile getirirken, “Türkiye’nin sembolü olmuş camilerden bir tanesidir. Allah rızası için böyle bir görevi üstlenmiş bulunuyoruz. Bundan sonra ise geleceğe yönelik hedefim; aklımda bir kitap daha var. Ama bilemiyorum, nasıl olur. Beyşehir’in genel tarihi hakkında görselli bir kitap rica eden kurumlar var. İnşallah onu düşünüyorum. Eğer başarılı olabilirsem, henüz başlamadık ama bundan sonraki hedefim; Beyşehir’in genel tarihini anlatan bir kitap yazmayı düşünüyorum.”
DÜNYADA BAŞKA ÖRNEĞİ YOK…
Eşrefoğlu Camisi’nin kitabını yazan İsmail Efe, tarihi mekânın dünyada bir başka benzerinin olmadığının da altını çizerken, şu şekilde özetledi: “Ahşap mimarinin dünyadaki diyebilirim en önemli, en büyük, en görkemli ve en orijinalini koruyabilen özellikler açısından tektir. Bu özellikler, birçok ahşap camide var ama bizdeki Eşrefoğlu Camisindeki özellikler bu diğer ahşap camilerden hiçbir tanesinde bir arada bulunmuyor. Bunlar nelerdir? İşte ahşap, taş, çinicilik, kalem süslemeleri, sultan mahfili, müezzin mahfili, irtikâp mahalleri, çilehaneler, dehlizler, ortasındaki kar deposu dediğimiz sembolik avlu, kündekari tekniği ile yapılmış minber, alçılar… Bu bakımdan bu özelliklerin hepsinin bir arada olduğu tek eser. Bu özelliklerin hepsini bir arada taşıyan başka bir örnek eser yok.” Dedi.