Güncel
Farklı Dillerde Aynı Duyguyla Ortak Uluslararası 1 Mayıs Bildirisi
1 milyonu aşkın üyesiyle Türkiye’nin en büyük emek hareketi olan Memur-Sen, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nı 7 kıtadan emek hareketlerinin katılımlarıyla online olarak kutladı.
Online olarak gerçekleştirilen toplantının ardından 9 konfederasyon ortak uluslararası 1 Mayıs bildirisi yayımladı.
Bildiriyi aşağıdaki emek örgütlerinin temsilcileri okudu.
1) Semih Durmuş, Genel Sekreter, Memur-Sen, Türkiye – Türkçe
2) Mirbolat Zhakypov, Genel Başkan Yardımcısı, FTURK, Kazakistan – Kazakça
3) Caroline Mugalla, Genel Sekreter, EATUC, Tanzanya – İngilizce
4) Sattar Danbous Barrak AL-BAWI, Genel Sekreter Yardımcısı, ICATU, Irak – Arapça
5) Philippe Djoula, Genel Sekreter, COSYGA, Gabon – Fransızca
6) Gezim Kalaja, Genel Başkan, BSPSH, Arnavutluk – Arnavutça
7) Maria Del Carmen MOLINA VDA DE BONILLA, Genel Sekreter, CCSTS, El Salvador – İspanyolca
8) Luigi Ulgiati, Genel Başkan Yardımcısı, UGL, İtalya – İtalyanca
9) Maria Joaquina VEIGA DE ALMEIDA, Genel Sekreter, UNTC-CS, Cape Verde – Portekizce
İşte 9 dilde okunan ortak uluslararası 1 Mayıs Bildirisi:
“Covid-19 Tehdidi Son Bulacak; İnsan Hayatta, İnsanlık Ayakta Kalacak!
Dünya, 1 Mayıs’ın dayanışma ruhuna en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemi yaşıyor.
İnsanlık; onur, emek, özgürlük ve umut için mücadele veriyor.
Öte yandan, yedi kıtada yaklaşık 8 milyar insan Covid-19 pandemisini en az hasarla bir an önce atlatmanın mücadelesini veriyor.
Her yıl meydanlarda coşkuyla kutladığımız 1 Mayıs’ı, bu yıl evlerimizde ama evrensel düzeyde bir dayanışmayla kutluyoruz.
Emeğin, aklın ve alın terinin eseri olan bilim ve teknolojideki ilerleme, farklı ülkelerden ortak hedefleri, hayalleri, itiraz ve teklifleri sanal meydanlarda haykırmamızı mümkün kılıyor.
Biz yerkürenin emek hareketleri olarak; adaleti, insan onurunu, özgürlükleri temel alan yeni bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz.
Bizler, sadece üyelerimizin ve ülkelerimizin değil insanlığın sorunlarının çözümü için mücadele etmeyi insani ve ahlaki bir görev olarak kabul ediyoruz.
Bizler; insanı ve onun ilk ve daimi eylemi emeği esas alıyoruz.
Emeğe hakkını veren yeni bir dünyayı kurmak için çalışıyoruz.
İhtiyaçların sınırlı, kaynaklarınsa çeşitli ve sınırsız olduğu gerçeğinden hareket ediyoruz.
İnsanı homoekonomicusa indirgeyen dayatılmış ekonomik teoriyi reddediyoruz.
Emeğin karşılığını maliyet değil adalet ekseninde değerlendiriyoruz.
Şiddetin her türüne; dayandığı örgüt, devlet veya ideolojiye bakmaksızın terörün her şekline karşı çıkıyoruz.
Huzurun ve barışın insanın hakkı, insanlığın ahlakı olduğu inancına yaslanıyoruz.
İnsanı, fıtratını, sağlığını, sağlığı koruma hukukunu önemsiyor ve önceliyoruz.
Sosyal güvenliği, iş sağlığı güvenliğini, iş güvencesini, adil ücreti, dinlenme ve kendini geliştirme güvencelerini çalışma hayatının vazgeçilmezleri olarak görüyoruz.
Sermaye üzerinden kurulan köleci düzene, sermaye düşmanlığı yapmadan, bütün güç ve birikimimizle karşı çıkıyoruz.
Sömürünün, işgallerin, diplomasi meselesi değil insanlık sorunu olduğunu haykırıyoruz.
Bu ilkeleri savunan emek örgütleri olarak 1 Mayıs’ta, umut ve hayat anlamı taşıyan evlerimizden umutla, inançla, güvenle ve dayanışmayla sesleniyoruz:
İnsan hayatta, insanlık ayakta kalacak ve koronavirüs tehdidi mutlaka son bulacak.
Covit-19 sürecinde tedbir önermek yerine korku üretenlere,
Yardımlaşma ve dayanışma yerine rekabeti ve kamplaşmayı esas alanları tarihe not düşüyor, insanlığa şikayet ediyoruz.
Bizler diyoruz ki; insan kapitalizmi, ahlak neo-liberalizmi, emek sermayenin köleci düzenini, dayanışmamız emperyalizmi yenecektir.
Pandemi sürecinde, görülmüştür ki; kamu hizmeti özelleştirilemez.
Hekimlerimizin, hemşirelerimizin ve diğer sağlık çalışanlarının bütün dünyada ortaya koyduğu fedakârca mücadele insanın olmadığı gelecek kurgularının imkânsızlığını göstermiştir.
Ve makinaların bilmediği fedakârlık, diğerkâmlık gibi insani erdemler sayesinde korkular yenilmiş, umut büyümüştür.
Pandemiye karşı tedbir olarak uygulanan evden çalışma, uzaktan çalışma, esnek çalışma, dönüşümlü kamu hizmeti sunumu gibi uygulamalar geçici nitelikte olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.
Bütün devletler, ideolojiler ve sistemler şunu görmüştür ki; sağlıklı bir hayatın mümkün olması ancak emeğin merkeze alındığı, gelir ve istihdamda adaletin sağlandığı insani bir düzenin tesisiyle mümkündür.
Buradan, dünyanın beşten, emeğin sermayeden, özgürlüğün terörden, ahlakın şiddetten, müzakere ve dayanışmanın nükleer ve kimyasal silahlardan büyük olduğuna inanan emekçiler, kadınlar, gençler, öğrenciler, istihdam edilmeyi bekleyen işsizler dâhil insanlık ailesinin onurlu, özgür, fertleri ve emeğin örgütlü gücü sendikalar ve konfederasyonlar olarak diyoruz ki;
Evde kalacağız, hayatta kalacağız. Emek vereceğiz, hep birlikte zorbaların düzenini de pandeminin ürettiği tehdidi de bitireceğiz. Yaşasın insanlığa umut olanlar! Yaşasın insanlık için, onur için, adalet için ter dökenler! Yaşasın 1 Mayıs ruhumuz, Yaşasın emek dayanışmamız! Yaşasın emperyalistlere, kapitalistlere karşı direnişimiz.”