Diyanet-Sen Genel Merkezi
Sözleşmeli Personelin Sorunları AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş’a İletildi
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Memur-Sen Konfederasyonu’na iade-i ziyarette bulundu.
Ziyaretin gündem başlığı “Sözleşmeli Personelin Sorunları ve Kadro Talebi” oldu. Memur-Sen Başkanlar Kurulu’nun da bulunduğu ziyarette Genel Başkan Ali Yalçın’ın, sözleşmeli personel statüsü, personelin tepkileri ve beklentileri, Memur-Sen tarafından bugüne kadar yapılan konuyla ilgili çalışmalar, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesine dair “Sözleşmeliliğe Son Şura”sı ve rapor başlıkları üzerinden yaptığı değerlendirme sonrasında, Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul tarafından “Sözleşmeli Personelin Sorunları ve Kadro Talebi” başlıklı sunum gerçekleştirildi.
Ziyarette Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Ali Güldemir, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan sözleşmeli personelin sorunları ve talepleri ile ilgili Diyanet-Sen’in hazırladığı dosyayı Muş’a iletti.
Diyanet-Sen’in 4/B Sözleşmeli personelin taleplerini içeren dosyası:
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NDA ÇALIŞAN 4/B SÖZLEŞMELİ PERSONELİN TALEPLERİ
Bizler, Türkiye’nin gücünün, tarihinin; konu insan, insan onuru ve hakları olduğunda sahip olduğu medeniyet hassasiyetinin güvencesiz istihdamı kamuda terk etmeyi gerekli ve mümkün kıldığını biliyoruz. Bizler, Türkiye’nin kamu maliyesiyle, fikri ve inanç birikimiyle sözleşmeli personelin sorunlarını çözmeye de en kısa süre içerisinde mevcut sözleşmeli personeli istekleri halinde kadroya geçirmeye de yeteceğine inanıyoruz.
Kamu personel sisteminin temel yaklaşımı; insan onurunu öncelemek, insan haklarına saygılı olmak, saygın iş ilkesine dayanan mali, sosyal ve özlük hakları ile çalışma şartları olmalıdır.
Kamu personel sisteminde, sözleşmeli personel rejiminin temel istihdam şekli olarak kabul edildiği algısını güçlendiren adımlar ve arayışlar, Yeni, Büyük ve Güçlü Türkiye iddiası ve hedefiyle bağdaştırılabilir değildir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda şu anda 18 Bin 11 süresiz 4/B Sözleşmeli, 8 Bin 808 3+1 Sözleşmeli personel çalışmaktadır. Aynı kurumda sözleşmeli olarak çalışanlar arasında iki farklı uygulama söz konusudur. 9 Temmuz 2018’den sonra atananlar 3+1 formülü ile kadroya alınırken söz konusu tarihten önce atanan 18 Bin personel halen kadroya geçirilmemektedir.
9 Temmuz 2018’den sonra atananlar ise 1 yılın sonunda becayiş ve eş durumu tayininden yararlanamamaktadır. Aynı kurumda çalışan 4/B Sözleşmelilere uygulanan bu çifte standardın bir an önce son bulmasını istiyoruz. Tüm 4/B sözleşmeli personelin 3+1 formülü ile kadroya alınması ve çalışmalarını müteakip 1 yılın sonunda eşi ister kamuda isterse özel sektörde çalışsın becayiş ve eş durumu tayininden yararlanmasının iş barışı açısından son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. 9 Temmuz 2018’den sonra atatan 4/B sözleşmeli personel çakılı kadro gereği 1 yılın sonunda eş durumu ve becayiş hakkından yararlanamıyor, bu da eşinden ve çocuklarından ayrı çalışmak zorunda kalan personelin moral ve motivasyonunu düşürüyor. 4/B’li çalışanlar olarak bizleri sıkıntıya sokan bu uygulamaların bir an önce düzeltilmesini istiyoruz.
Sözleşmeli çalışanlar olarak sözleşmeli personel rejiminin (belirli görevlerle sınırlı olmak ve istisnai nitelikte ve toplam kamu görevlisi sayısının %1’inden fazla olmamak kaydıyla) kamu personel sisteminde oldukça dar kapsamlı yer almasını ve mevcut sözleşmeli personelin kadroya geçiş sürecine ilişkin çalışmalara başlanmasını, bu çalışma tamamlanıncaya kadar yer değiştirmeden, görevde yükselmeye, gelir vergisi matrahından, izin haklarına birçok hak ve konuda yaşanan mağduriyetlerin kapsamlı ve hızlı bir düzenlemeyle çözüme kavuşturulmasını talep ediyoruz.
1- Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi mutlaka sağlanmalıdır. İlk adım olarak ilgili kanunlarının revize edilerek tüm haklarının kadrolu personelin mali, sosyal ve özlük hakları ile eşitlenmesi sağlanmalıdır.
2-Sözleşmeli personele, kadroya geçirilmeleri süreçlerine ilişkin kalıcı bir düzenleme yapılması beklenmeksizin mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı tanınmalıdır.
3-Sözleşmeli personel rejiminin tali ve istisnai nitelikte istihdam türü olma niteliğinden uzaklaşarak asli nitelikte istihdam türü olmaya doğru ilerlemesine son verilmelidir.
4-Sözleşmeli personelin kadroya geçişleri sağlanıncaya kadar görevde yükselme ve unvan değişikliği hakkı önündeki engel kaldırılmalı, tayin, terfi, nakil, izin hakları ve disiplin cezaları gözden geçirilmeli, aynı Kanun ya da KHK’ya tabi olup aynı işi farklı kurumlarda yapanların ücretleri birbirlerine eşitlenmelidir.
5-Demokratik sosyal hukuk devleti niteliğinin önemsendiğini ve öncelendiğini kamu personel sistemi tarafında hem vurgulamanın hem de ispatlamanın en kolay ve kesin yolu; kamuda istihdam politikasının kadrolu ve güvenceli istihdam olarak benimsenmesi ve sözleşmeli personel rejiminin oldukça istisnai hallerde ve sınırlı sayıda uygulanması kararının deklaresidir.
6-Kamu personel sisteminde güvence, sadece personele ait bir kazanım ve hak olarak değil doğrudan devletin egemenliğine ve gücüne yönelik bir sonuç olarak ele ve dikkate alınmalıdır. Kamuda personele yönelik iş güvencesi; milletin ve devletin varlığına, birliğine, egemenliğine yönelik olası saldırılara karşı koyma, bu türden saldırıları bertaraf noktasında güvenlik perdesi ve şemsiyesidir.
7-Kamu görevlilerinin iş güvencesi, toplum ve birey açısından kamu hizmetinden yararlanmanın güvencesi olduğu gerçeğiyle hareket edilerek hizmetin kalitesinin artırılmasını sağlayacağı da unutulmamalıdır.
8-657 sayılı DMK dahil personel mevzuatında yapılacak bütün düzenleme ve değişiklikler bireyi ve toplumu özgürleştiren, memuru güçlendiren bir anlayışla yapılmalıdır.
9-2003 yılından bugüne sözleşmeli personel rejimi kapsamındaki personel sayısının yaklaşık 50 kat artmasının gerekçesine, hedeflerine ve sonuçlarına dair Kamu İşvereni tarafından haklılık, doğruluk ve gereklilik noktasında tatmin edici bir açıklama ortaya konabilmiş değildir.
10-Sözleşmeli personel istihdamına yönelik yasal ve idari mevzuatın çeşitliliği, kamu kurum ve kuruluşlarının sözleşmeli personel istihdamına yönelik uygulama ve bakış açısı farklılıkları; sözleşmeli personel rejimini karmaşık hale getirmiş ve sözleşmeli personelin kendi arasındaki farklılıkları da derinleştirmiştir. Bu kadar farklı mevzuat ve istihdam türünün olması da bu kadar çok sayıda sözleşmeli personel istihdam edilmesi de “vesayete karşı güvence ve güvenceli siyaset” anlayışının benimsendiği bir tarihi eşikle uyumlu olmadığı gibi toplumun beklentilerine de uygun değildir.