Diyanet-Sen Genel Merkezi
Dünya ve Ahiret Saadetinin En Yalın Yolu Anne Kalbidir!
Annelik, en yüce ve kutsal makamdır. Dokunuşlarıyla dünyamıza güzellikler katan kadınlarımız, annelik sorumluluğunu özveriyle sürdürerek aile ve toplumun temelini ayakta tutar. Hem aile yapısının hem de mutlu ve sağlıklı nesillerin güvencesi annelerdir. Sabrın, güvenin, şefkat ve merhamet duygularının abideleri onlardır. Çocukların ilk öğretmeni, yol göstericisi, hayat ile insan arasındaki en güçlü ve yıkılmaz bağdır. Sevgisinin ve sıcaklığının yeri doldurulamazdır. Anne sevgisinden daha gerçek, daha doğal bir sevgi olmadığı gibi kalıplara sığmayan tek sevgidir de.
Bizleri dünyaya getiren, yetiştirip büyüten sevgiyi, saygıyı, güzel ahlakı, mutluluğu, hayata tutunmayı ve başarmayı öğreten annelerimizin kıymetini her daim idrak etmekle yükümlüyüz. Yüklendikleri ağır sorumluluğun, çektikleri çilelerin, bizler için verdikleri emeklerin hakkını verebilmek mümkün değildir; ancak en azından bizler için gösterdikleri çabanın bilincinde olduğumuzu her fırsatta onlara hissettirmeli, sevgi ve hürmet göstermeliyiz. Sevinçlerini paylaşmalı, üzüntülerine ortak olmalıyız. Annelerimizi sevindirmek, onlara saygıda kusur etmemek ve hatta ‘of’ bile dememek inancımızın da bir gereği ve güzelliğidir.
Bu özel günlerinde evlatlarını kucaklamak yerine kaybettiği çocuğunun hüznünü yaşayan, yüreği yaralı annelerimiz, bilhassa şehit annelerimiz var. Yavrusunu kaybetmiş bir annenin acısı tarif edilemez. Fakat bu acılarını paylaşmak, bir nebzede olsa gönüllerini ferahlatmak elimizde. Çocuğunu kaybetmiş, oğlunu şehit vermiş annelerimizin ellerinden öpmeye, onların acılarını hafifletmeye koşmalı, hayır dualarına talip olmalı, hayır dualarında yer edinmeliyiz.
Kadınlara yönelik şiddet, Anneler Günü’nü anlatırken içimizi acıtmakta ve yüzümüzü kızartmaktadır. Kocalarından şiddet gören, eşleri veya tanıdıkları tarafından maalesef katledilen çok sayıda kadınımız, annemiz oldu. Siyasi irade, yargı erki, kolluk gücü, eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları bu utanç verici şiddetin ortadan kalkması ve bir daha tekrarlanmaması için elbirliğiyle bir seferberlik halinde. Unutulmamalıdır ki, kadına yönelik şiddetin hiçbir mazereti, gerekçesi olamaz. Bir toplum için en büyük acziyet kadınlarını, annelerini koruyamamaktır. Annelerini koruyamayacak kadar aciz olan bir millet varlığını da sürdüremez. Memur-Sen olarak bu uğurda elimizi, gövdemizi taşın altına koymaya hazırız.
Biz Memur-Sen olarak Toplu Görüşmeden Toplu Sözleşmeye, Kamu Personeli Danışma Kurullarından Kurum İdari Kurullarına, masada, sahada ve birçok sosyal diyalog zemininde toplumsal meşrutiyetin gelişmesi, emek mücadelesinin güçlenmesi adına kadın kamu görevlilerine yönelik, mali, sosyal, özlük hakları ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi için mücadele ediyoruz. Bu yolda önemli kazanımlar elde ettiğimizi de ifade etmek isteriz. Eşi çalışmayan kamu görevlilerine ödenen aile yardımının artırılması, kadın kamu görevlilerine hamileliklerinin 24 haftasından itibaren ve doğumdan sonra bir yıl süreyle gece nöbeti verilmemesi, kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde bir buçuk saat süt izni verilmesi, doğum yapan kadın memurlara ücretsiz izin süresinin 24 aya çıkarılması, eşi doğum yapan erkek memurların babalık izinlerinin 10 güne çıkarılması, kamu görevlilerinin çocuklarına yönelik kreş hizmeti uygulaması, evlilik ve ölüm hallerinde izin sürelerinin iyileştirilmesi ve kayın hısımları içine alacak şekilde genişletilmesi, yer değiştirme işlemlerinde eş, öğrenim ve sağlık durumu gibi taleplerin karşılanmasına yönelik aksaklıkların giderilmesi ve başörtüsü yasağının kaldırılması gibi öne çıkan birçok kazanımda Memur-Sen’in imzası vardır. Kadınlarımızın ve annelerimizin sosyal statüsünü daha da güçlendirecek kazanımları elde etmek için bundan sonra da aynı kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürmeye kararlıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm güzelliklere layık, baş tacı annelerimizin Anneler Günü’nü tebrik ediyoruz.