Diyanet-Sen Genel Merkezi
Bir Gün Değil, 365 Gün…
Kur’an-ı Kerim’in “eşrefi mahlukat” olarak nitelendirdiği insanın, zamanla cinsiyet olarak ayrıştırıldığı, kadın ve erkeğe farklı statüler kazandırılmaya çalışılmıştır. “Bu statülerde kadının rolü erkekten daha aşağı bir seviyede görülmüş, hatta kadına horlanması, aşağılanması gereken ikinci sınıf bir hüviyet dayatılmıştır. Peygamberimizin zamanında aktif olarak camiye, cumaya, Bayram namazına katılan kadınlar, daha sonraları mabetlere girmekten dahi mahrum bırakılmıştır. Oysa Rabbimiz kadına ‘insan’ kelimesiyle aynı kökten gelen ‘nisa’ ismiyle hitap etmiş ve Kuran-ı Kerim’in surelerinden birine onun adını vermiştir. Nisa Suresi, bilinenin aksine sadece kadından bahsetmez aynı zamanda kadını cinsiyet konusu olmaktan çıkarıp onu insan, aile ve toplum üçgeninde ana unsur olarak zikreder”
-“Şiddetin yaşandığı aileler gelecek nesillerin felaketi demektir”-
“İlahi hitabın sadece erkeğe has olduğunu düşünmek, İslam davasını bir erkek davası olarak görmek meseleyi anlamamak demektir” Hazreti Peygamber’in Müslüman erkeklerden biat alırken kadınlardan da biat aldığını ve tarihte kadına ilk defa seçim hakkının bu dönemde tanındığı biliyoruz.
Hz. Ömer’in “Biz Peygamber zamanında hakkımızda vahiy indirilir korkusuyla, hanımlarımıza kaba davranmaktan ve onları incitici söz söylemekten çekinirdik. Maalesef, Efendimizin vefatından sonra aynı duyarlılığı gösteremez olduk” sözlerinin hatırlatıldığı hutbede, şunlar kaydedildi:
“Geliniz inanan insanlar olarak bugün iman, haya ve hayatla olan ilişkimizi bir kere daha gözden geçirelim. Kuran-ı Kerim’in insanı insan yapan değerlerini öğrenelim. Kendimizden başlamak üzere, acısıyla, tatlısıyla ömrümüzü birlikte geçirdiğimiz eşlerimizi, ailelerimizi, komşularımızı ve tüm çevremizi elimizden, dilimizden, emin kılalım. Onlara iffetli ve nezih davranalım. Gönül kırmanın Kabe’yi yıkmaktan daha büyük bir vebal olarak telakki edildiğini hiçbir zaman unutmayalım. Şiddet, hayatımızdan uzak olsun. Sevgi, saygı hoşgörü hayatımıza hakim olsun.
Her yönde önderimiz olan Sevgili Peygamberimiz, Veda Hutbesi’nde, eşlerimizi Allah’ın bir emaneti olarak aldığımızı bildirirken, çocuklarımızın annesi olan bu hanımlara değer verdiğini ‘Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı en hayırlı olanınızdır’ hadisiyle ve yine Cennet annelerin ayaklarının altındadır diyen dinimiz kadına verdiği değeri ortaya koymuştur. Halen kadına şiddeti konuştuğumuz 2013 yılında, başımızın tacı kadınların eşlerinden, ailelerinden şiddet gördüğü, dışlandığını görmekteyiz. İnsanlığın her işte olması gerektiği gibi kadın hakları noktasında da rehberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) mı örnek alması gerektiğini vurguluyor, kadına değeri sadece bir gün ile sınırlamayıp 365 gün aynı değer ve önemi vermemiz gerekir. Diyanet İşleri Başkanlığı’ nda yaklaşık 18 bin çalışan kadın mevcut. Bu özel gün vesilesiyle bir kez daha Diyanet İşleri çalışan kadın personelin özlük ve sosyal haklarının iyileştirilmesi ve çalışma şartlarının daha da iyi olması gerektiğini söylüyoruz. Her günün kadınlarımız için 8 Mart Dünya Kadınlar gibi olmasını şiddetten uzak, engellerden arınmış hak ettikleri şekilde temsil edilmeleri diliyoruz.