Diyanet-Sen Genel Merkezi
Kur’an Yakma Olaylarına Karşı Derhal Caydırıcı Tedbirler Alınmalıdır
Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız, Irak’ın Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim’e yönelik aşağılık saldırıyı lanetleyerek “İsveç’in sürekli tekrarlayan Kur’an yakma eylemlerine artık bir son vermesi gerekir” dedi.
İsveç’te kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik provokatif eylemlere her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Daha önce de Kur’an-ı Kerim yakan Irak asıllı Salwan Momika, bugün Irak’ın Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim ve Irak bayrağını ayaklarının altına alarak İslam dinine hakaret etti.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız, “İsveç artık bu provokasyonlara dur demelidir. Özgürlük bahanesiyle kutsallarımızın ayaklar altına alınmasına asla izin vermeyeceğiz. Bu alçakça saldırıları en güçlü şekilde lanetliyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatını, Birleşmiş Milletleri Teşkilatını, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatını İslam dinine ve milyarlarca Müslüman’a yönelik bu nefret suçu karşısında caydırıcı tedbirler almaya davet ediyorum.” İfadelerine yer ver verdi.
İsveç polisinin bu aşağılık ve sefil provokatörlere engel olmak yerine, Kur’an-ı Kerim’i korumaya çalışan Müslümanları darp ederek provokasyonlara seyirci kalmasının bu zulme ortak olmak anlamına geldiğini dile getiren Yıldız “Yaklaşık iki milyar Müslümanın kutsallarına tüm dünyanın gözleri önünde ve Devlet koruması altında yapılan bu saldırı dehşet verici bir hukuksuzluk örneğidir. Yasal olarak izinli, polis kalkanı ve koruması altında meydana gelen bu menfur saldırılar bazı Avrupa devletlerinin sistematik ve bilinçli politikasının ürünüdür. Bu saldırganlığın arkasında açık ve net olarak söylüyoruz ki İsveç devleti vardır. İsveç açık bir şekilde nefret suçu işlemekte, bu suçun Avrupa’daki birkaç odağından biri haline dönüşmektedir. Nitekim İsveç, geçtiğimiz yıl da sistematik “Kur’an Yakma Protestoları” adı altındaki provokasyonlara ev sahipliği yapmış, ülke adeta Türkiye’ye ve İslam’a yönelik saldırıların merkez üssü haline gelmiştir. Bu menfur saldırılara karşı takınılan teşvik edici tavır, Avrupa’da yaşayan Müslümanları hedef haline getirmekte, ırkçılığı ve islamofobiyi körüklemekte, bir arada yaşama kültüründe telafi edilemez hasarlar bırakmaktadır. Demokrasi ve insan haklarının ideolojik birer aparata dönüşmesine ve Müslümanlar söz konusu olunca bu olguların rafa kaldırılması ikiyüzlülüğüne son verilmeli; Müslümanların kutsallarına saldıran teröristler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.” Şeklinde açıklamada bulundu.
Yıldız açıklamasına şöyle devam etti: Bilinmelidir ki İslam’ın kutsallarına saldırıya yasal kılıf aramak bu aşağılık suça ortak olmaktır. Nitekim daha önce izin için başvuran provokatörler son eylemlerinde iznin çıkmasını beklemeden aşağılık eylemini gerçekleştirmiştir. Bu da gösteriyor ki İsveç hükümeti bir yandan saldırganları korurken bir yandan da izin konusunda sorumluluk almamak için böyle bir yönlendirme yapmıştır. Ortada İsveç hükümetinin saldırganlarla yaptığı bir danışıklı dövüş söz konusudur. Bu tehlikeli duruma karşı bütün ulusal ve uluslararası sorumluluğu bulunan kuruluşları İsveç’i bu utanç verici tavrından caydırmak için sert tedbirler almaya davet ediyorum. Diyanet-Sen olarak Kur’an-ı Kerim üzerinden tüm İslam alemine yapılan bu aşağılıkça saldırıyı lanetliyor, saldırıları yasal koruma altına alarak olağanlaştırmaya çalışan yeri geldiğinde sorumluluktan kaçarak izni beklemeden eylemin polis korumasında yapılmasına imkan sağlayan İsveç devletini şiddetle kınıyorum!