Güncel
Genel Başkan Gündoğdu Kon Tv’de Gündemi Değerlendirdi
Genel Başkan Gündoğdu Kon Tv’de Gündemi Değerlendirdi
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, KON TV’de yayınlanan Serdar Arseven’in sunduğu “Bir Fincan Kahve” programında Kamu Personel Danışma Kurulu’nda konuşulan konular başta olmak üzere, 4/C’liler, Akademisyenlerin haklarının iyileştirilmesi gibi bir çok konuyu değerlendirdi.
Memur-Sen olarak özelde memurların tüm sorunlarıyla ilgilendiklerini söyleyen Genel Başkan Gündoğdu, genelde ise 76 milyon milletin demokrasisini yeşertmek, iradesine sahip çıkmak, iradelerinin önündeki engelleri kaldırmak için demokrasi mücadelesi verdiklerine vurgu yaptı. Gündoğdu, nerede bir felaket olursa dinine, inancına, ırkına, cinsiyetine, bakmaksızın her mağdurun yanında yer almaya çalıştıklarını belirterek “Filipinler’deki felaket için Filipinliler adına 50 bin TL bir ön kaynakla yardım kampanyası başlattık. Rabia’nın kurucu üyelerindeniz, dünyada ve ülkemizdeki darbelere karşıyız. Şehit Esma’nın ödediği bedelin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor ve Batının demokrasideki çifte standardına karşı Adeviye Meydanındaki yeni demokrasi tanımını ve oradaki gençlerin ne yapmak istediğini çok iyi biliyor ve bunun için mücadele veriyoruz. Dolayısıyla, Memur-Sen özelde üyelerinin özlük hakları, ama genelde insanı, insanlığı, dünyayı ilgilendiren her konuyla ilgilidir. Bugünlerde bunu Rabia işaretiyle yansıtıyoruz. Rabia demek her türlü zalime karşı olmak, her türlü mazlumun yanında yer almak, her türlü diktatörün diktatörlüğünü deşifre etmek ve nerede olursa olsun mazlumların derdiyle dertlenmek anlamına gelir” şeklinde konuştu.
Allah Kimseye Tükürdüğünü Yalatmasın
Toplu Sözleşme Masasında Memur-Sen’in memurun ekmeğini büyüttüğüne vurgu yapan Gündoğdu, Türkiye Kamu-Sen’in gerçekleri görmemezlikten geldiğini, hatta elde edilen kazanımları çarpıttığını söyledi. Gündoğdu, “Toplu sözleşme masasına bazı konuları getirmediğimiz konusunda bize iftiralarda bulunuyorlar. Biz de o gün o masada olan biteni aydınlatacak ses kayıtlarını yayınlayalım diyoruz. Biz 4/C’liler başta olmak üzere bütün memurların haklarını Toplu Sözleşme Masasına getirmediysek o gün neden ses çıkarmadın da üç ay sonra ses çıkarıyorsun. Şunu söylemek istiyorum. Rakibim de olsa Allah kimseye tükürdüğünü yalama durumunda bırakmasın. Toplu Sözleşme başarımızı hazmedemeyen bazı sendikalar, çarpıtma haberlerle kamu görevlilerinin kafalarını karıştırmaya çalıştılar. Kazanımlarımızın büyüklüğünü Türkiye’nin önde gelen gazetelerinden biri attığı manşetle herkesin görmesini sağladı.”
Akademisyenlerin Maddi Durumlarının Biran Önce İyileştirilmesi Şart
Gündoğdu, “Akedemisyenlerin maddi durumlarını iyileştirmek ve üniversitelerin kalitelerini artırmak için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya ile toplantı yaptık. Olumlu sonuçlar elde edeceğimize inanıyoruz” diye konuştu.
Bakan Çelik ile ayrıca iş ve Meslek Danışma elemanlarının kadro sorununu da görüştüklerini belirten Gündoğdu, konuşmasına şöyle devam etti: “2005 yılı sonrası göreve başlayanlara bir derece verilmesi ve işlenen fiillere bağlı olarak verilen disiplin cezalarının affına ilişkin bir düzenleme yapılmasını istiyoruz. Kadın kamu görevlilerin yönelik pozitif ayrımcılık yapılması, hamile ve emziren kadın kamu görevlilerine yönelik çalışma saatine ve sürelerine yönelik düzenleme yapılması gerekir. Emekli ikramiyesi hesabında 30 yıllık hizmet süresi sınırlamasının kaldırılmasını, emeklilere maaş promosyonu verilmesini, sayıları çok fazla olmayan avukat, mimar gibi kamuda işçi olarak çalışan arkadaşlarımızın memur kadrosuna atanmasını, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde çalışan TARGEL personelinin durumunun iyileştirilmesini istiyoruz”
Dershaneler Kapatılmamalıdır, Kapanmalıdır
Son günlerde gündemde olan dershanelerin kaldırılması hakkında düşüncelerini dile getiren Gündoğdu, şunları söyledi: “Dershaneler kapatılmamalıdır, kapanmalıdır. Devletin okulunu diploma doldurma yeri olmaktan çıkarıp, eğitimin verildiği merkeze dönüştürürsek, öğretmeni diploma doldurma memuru olmaktan çıkarıp hayata hazırlıkta inşacı, rehber konumuna getirirsek dershanelere ihtiyaç hissetmeyecek tabloyu ortaya çıkarmış oluruz. Dershaneler sebep değil, sonuçtur. Eğitimin üç temel sorunu var: Birincisi, sistem sorunu. Eleyen sistemden, hayata hazırlayan sisteme geçmemiz lazım. Çocuklarımızın doğuştan gelen yeteneklerini geliştirecek, birey olmayı öne çıkaracak bir eğitim kurgusunu oluşturmamız lazım. İkincisi, öğretmen açığının giderilmesi ve öğretmenin bölgeler arası eşit dağılımının sağlanması gerekir. Üçüncüsü ise, değerler eğitimine daha fazla önem vermek gerekir. Eğitim sisteminin, öğrenciyi merkeze alarak yeniden yapılanması, altyapı ihtiyacının giderilmesi ve müfredatın yenilenmesi sonucunda dershanelere ihtiyacın azalacağını” söyledi.