Diyanet-Sen Genel Merkezi
“Halkın adayıyım”Dedi Halkın Diyanetine Saldırdı
“Halkın adayıyım”Dedi Halkın Diyanetine Saldırdı
Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın ‘‘Diyanet kaldırılmalı’’ söylemine tepki gösteren Bayraktutar,“Tamamen orada bulunan bir kesim için özenle ele alınmış bir yaklaşımdan ibaret olan bu açıklama,bir kesimden alkış alırken, halkların adamı sloganıyla bir kez daha ters düştüğünü ispatlamıştır”dedi.
Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar,Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın ‘‘Diyanet kaldırılmalı’’ söylemine tepki göstererek, halkların adayı söylemleri ile yola çıkan Demirtaş’ın Diyanet’i siyasi malzeme yapmaktan vazgeçmesini temenni ettiğini kaydetti.
Demirtaş’ın konuşmasının sadece bir kesimden alkış aldığını dile getiren Bayraktutar, halkların adamı sloganı ile yola çıkan bir adayın kendiyle bile çeliştiğini belirterek, ‘‘Tamamen orada bulunan bir kesim için özenle ele alınmış bir yaklaşımdan ibaret olan bu açıklama bir kesimden alkış alırken, halkların adamı sloganıyla bir kez daha ters düştüğünü ispatlamıştır” diye konuştu.
SÖYLEM KUTUPLAŞMAYA YOL AÇAR
“Diyanet kaldırılmalı” söyleminin sunuş itibari ile kutuplaştırmaya yol açacağını kaydeden Bayraktutar, “Sunuş itibariyle de keskin kutuplaşmalara, keskin ayrışmalara neden olmuştur. Her ülke kendi kurallarından sorumludur. Dünyanın birçok yerinde din- diyanet alanıyla ilgili bir kuruluş varken, Türkiye’de 1924’ten bu güne diyanet alanında devlet eli ile hizmet veren bu kurum, Ramazan ve bayramların nasıl olması gerekeceği, namaz vakitleri fetvalar gibi birçok alanda istismara yol açmayacak şekilde en güvenilir kaynak olma noktasında tavizsiz bir başarı elde etmiştir” dedi.
HETEREDOKS DEVLET SİSTEMİ İSTİYOR
‘‘Diyanet’in safını belirlediğini düşünen Demirtaş’ın bu yanılgısı ‘Diyanet Kaldırılmalıdır’ söylemindeki amacı ne din, ne diyanettir. Kendince heterodoks devlet sistemini hayata geçirmeye çalışmış olan Demirtaş’ın, kendi düşünce sisteminin dışına ittiği mezhep anlayışı ile kavuşturan cumhurbaşkanı adayı arasındaki tezat sıkıntı oluşturmuştur’’ ifadelerini kullandı.
EN GÜVENİLİR KURUM DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
“Diyanet kurumunu kaldırırsanız ne olur?” sorusuna cevap veren Bayraktutar, “Eğer ki siz bir sistemi ya da bir kurumu ortadan kaldırmaya çalışıyorsanız alternatifiniz ve analitiğini de ifade etmeniz gerekir. Yani onun yerine geçebilecek, onun işlevini yerinegetirecek bir çözüm yöntemi de bulmanız gerekir, sadece bu ortadan kaldırılmalıdır demek samimiyetsiz bir kelime kurgusundan başka bir şey değildir. Ya biz anketleri okumuyoruz, ya da sosyolojik tahliller yapamıyoruz, o zaman burada halkı tanımıyorsanız üst kaymak bir kesime göre toplumuşekillendirmeye çalışıyorsanız toplum mühendisliğinden başka bir şey yapmamış oluyorsunuz demektir. Anketlerde Türkiye’de en güvenilir kurum unvanını elinde bulunduran tek işleyişin Diyanet İşleri Başkanlığı olduğu da unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.
SEÇMELİ DERS İLE ZORUNLU DERS ARASINDAKİ FARK
‘‘Diyanet kapatılmalıdır demek yerine diyanet özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır ifadesini kullanmasını umduğumuz Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı dolayısıyla kullandığı “halkların kardeşliği” sloganıyla bu söylem örtüşmemektedir.
Zorunlu dersler kaldırılmalıdır diyen Demirtaş’ın bu bilgisini tekrar tazelemesini, kendisine hatırlatırken, seçmeli derslerin hiçbir şekilde zorunlu dersler grubunda olmadığını bilmesini istiyoruz’’
EYYAMCI BİR YAKLAŞIMLA CUMHURBAŞKANLI YAPILMAZ
‘‘Eyyamcı bir yaklaşımla tamamen günü kurtarmaya dönük ifadelerin sebebi, elde etmek istediği başarı olurken, malzeme kaynağı olarak da Diyanet’i seçmiş olması büyük bir talihsizliktir.
Çünkü Cumhurbaşkanı makamı partiler ustu bir makamdır, halkın temsilcisini halkın bütün kesimlerini hiç bir sınıf ve zümre ayırt etmeksizin kucaklayıcı bir yaklaşım söz konusu olması gerekirken , halkı bu şekilde gruplaştırmaya sürükleyen, azınlığın düşüncesini çoğunluğa dayatma gibi bir anti demokrat sistem geliştirirken çoğunluk da ben çoğunluğum diyerek azınlığı görmemezlikten gelmemeli, sistemi komple ret etmek yerine sistemin içindeki boşlukları kapatmak gibi bir yol izlenilmelidir’’
REİSİ CUMHUR İNANCIN TEMSİL MAKAMINA SALDIRMAMALIDIR
Her inanç sistemini benimsemeyen bir cumhur reisi olabilirken, cumhur Reis’in inancımın temsil makamını kaldırma düşüncesinde olmasını bütün insanları kucaklayan bir makama aykırı buluyorum. Senin cumhurun, benim cumhurum söz konusu olunca partiler ustu bir sistem yerine, tamamen partilerin ideolojik yaklaşımına dönüştürülmeye çalışılan bu talihsiz yaklaşım kucaklayıcı kimliğe aykırılık teşkil etmektedir.
ÇİFT KARAKTERLİ BİR YAKLAŞIM
Çift karakterli bir cumhurbaşkanı istemiyoruz. Ramazan döneminde böyle bir açıklama yaparak tepkileri üzerine çeken Cumhurbaşkanı adayı, televizyon kanallarına baktığında halkın tercihleri noktasında yapılan dini programların varlığını görecektir. Toplumun çoğunluğunun nasıl bir inanç sisteminde olduğunu, özellikle en güvenilir kaynak olarak gördükleri Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Ramazan projelerine verilen ilgi dahi söz konusu adayın nasıl bir yanlış cümle kurgusu içerisinde olduğunu açık seçik şekilde ortaya koymuştur.
HEM DİYANETİ KALDIRIRIM DİYECEKSİN HEM DE HALKIN ADAYIYIM DİYECEKSİN
Hem Diyanet’i kaldırırım diyeceksiniz, hem de oylarınızı bana verin diyeceksiniz. Karar mekanizması olarak gördüğü Şişli’nin sosyal yapısına bakarak Türkiye akıbetinin yol haritasını çizmeye çalışan adayın, bir kesimin adayı olmadığını yaptığı açıklamayı düzeltmesiyle göstermesini istiyoruz. Aksi taktirde çift karakterli aday kimliği ile iyi bir örnek olmadığını açıklamak zorunda kalacağız.
Evinin duvarlarına en güvenilir takvim diyerek Diyanet’in takviminitakıyorsa, Ramazan’da sahur ve iftar saatini Diyanet’in belirlediği zamana göre tutuyorsa, fetvalar ve din konusunda merak ettiği bütün soruların güvenilir cevabını Diyanet verir diyorsa Türkiye’nin , yüzde98 Müslüman olduğunu da dikkate alıyorsa söz konusu adayın yanlış bir düşünce sistemine sahip olduğunu dile getirerek bütün Diyanet mensuplarından özür dilemesini umuyoruz. Seçilenin seçene saygı iadesi yapmasını kendisinden bekliyoruz.’’