Diyanet-Sen Genel Merkezi
Diyanet-Sen’den Rotasyona Eylem Kararı
Diyanet-Sen’den Rotasyona Eylem Kararı
Toplantının sonuç bildirgesinde rotasyon sorununun din görevlilerini göçebeye çevirdiği vurgulanarak, her ilden yüzlerce kişinin bu yıl itibari ile rotasyona tabi tutulduğu, bu uygulamanın din görevlileri arasında büyük huzursuzluğa sebep olduğu ve çalışma barışını zedelediği ifadelerine yer verildi.
Özelde din görevlilerini, genelde ülkemizi ve dünya gündemini ilgilendiren kararların alındığı Diyanet-Sen Afyonkarahisar Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde şu maddelere yer verildi:
Rotasyon Sorunu İvedilikle Çözülmelidir
Diyanet İşleri Başkanlığı atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde yapılan değişiklikler kurum çalışanları arasında büyük huzursuzluklara sebep olmuştur. Adeta göçebe din görevlisine dönüştürülen kurum çalışanları yeni bir düzenleme ile bu mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesini beklemektedir. Rotasyon düzenlenmesi hukuk düzeni, idarenin sürekliliği, çalışma barışı ve uygulanabilirlik kapsamında değerlendirildiğinde pek çok sorunu kendi içinde barındırmaktadır. Cami görevlilerine “zorunlu yer değişikliği” getiren düzenlemeler haksız ve keyfi uygulamalara yol açacağından hukuka aykırı olan bu düzenlemenin iptali uygun olacaktır. Söz konusu yönetmelik maddelerinin yürürlükte kalması halinde idarece bunlara dayanılarak 120 bini aşan personeli ve aileleri ile birlikte yaklaşık 500 bin kişiyi ilgilendiren pek çok işlem tesis edileceğinden ileride telafisi güç veya imkânsız zararlara da neden olunacaktır. Bütün bu nedenler ortada olmasına rağmen kurum yetkililerinin ve siyasilerin din görevlilerinin mağduriyetini görmezden gelerek yönetmeliği uygulama konusundaki ısrarları bizleri eyleme mecbur kılmaktadır.
Yeni, Demokratik Sivil Bir Anayasa
Yeni Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğu konusu herkesin üzerinde mutabakat sağladığı bir konudur. Ülkemizin hükümleri ve ruhuyla insanı esas alan, bütün vatandaşları kucaklayan, tanımlama dayatması yerine tanıma erdemi içeren, ülkenin bütün vatandaşlarını bir ve eşit gören, doğuştan gelen hakları sınırlamayıp teminat altına alan; din ve vicdan özgürlüğüne yönelik mevcut sınırlamaları sona erdiren, sivil ve demokratik yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır. Siyasi iradenin de üzerine düşeni ivedilikle yerine getirerek yeni bir anayasa yapması beklenmektedir.
Vekil ve Fahri İmam Hatipler ve Kur’an Kursu Öğreticileri kadroya alınmalıdır
Uzun yıllardır vekil ve fahri olarak görev yapan İmam Hatip ve Kur’an Kursu Öğreticileri bir an önce kadroya alınmalıdır. Görevleri ile ilgili her türlü yeterlilik ve liyakate sahip oldukları halde ve kadrolularla aynı işi yaptıkları halde komik ücretler alan vekil ve fahri İmam Hatip ve Kur’an Kursu Öğreticileri sözleşmeli veya kadrolu olarak kurum bünyesine alınmalıdır.
İlitam’a sınavsız geçiş hakkı tanınmalı ve kontenjanları artırılmalıdır
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde yaklaşık 25 bin ilahiyat ön lisans programı mezunu çalışan mevcuttur. Kurumumuz çalışanlarının eğitim seviyesinin yükseltilmesi açısından ön lisans mezunu çalışanlara Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve İç İşleri Bakanlığı’nda olduğu gibi sınavsız lisans tamamlama hakkının tanınması ve İLİTAM programı kontenjanının yükseltilmesi sağlanmalıdır.
İlahiyat ön lisans programını bitiren Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına sınavsız lisans tamamlama hakkı tanınması ve İLİTAM program kontenjanlarının tüm talepleri karşılayacak ölçüde arttırılması hususunda gereğini bilgilerinize arz ederiz.
İstihdam güçlükleri özel teşviklerle giderilmelidir
İstihdamda güçlük çekilen yörelerde görev yapan diyanet çalışanlarına yönelik teşvikler öngörülmelidir. Gönülsüz ve mecburiyete dayalı çalışma yerine ekonomik iyileştirmeleri kapsayan gönüllülüğü tetikleyecek teşvik uygulamaları başlatılmalıdır.
Kur’an Kursları ve Hafızlık müessesesi desteklenmelidir
Kur’an Kursları gibi dini eğitim müesseselerinin ihyası milletimizin bu müesseselere ilgisiyle doğru orantılıdır. Gerek hafızlık müessesesinin desteklenmesi gerekse Kur’an kurslarının desteklenmesi milletin duyarlılığına bağlıdır. Din görevlilerimiz hafızlık müessesesinin devam etmesi ve Kur’an Kurslarının işlevselliğinin artması için duyarlılıklarını artırmalıdır.
Diyanet Akademisi işlevsel hale getirilmelidir
Diyanet İşleri Başkanlığı halen boş kadrolarını doldurmak için din hizmetini sunan personel alımı gerçekleştirmekte, görevin önemine binaen lise, ön lisans ve lisans düzeyinde personel alınmaktadır. Göreve başlayan personele verilen eğitim yetersiz kalmaktadır. Ülke genelinde din hizmetinin kaliteli personelle etkin bir şekilde sağlanması için 7 bölgede ve bölgelerin özelliklerine de göz önünde bulundurularak Diyanet Akademisi kurulmalı ve bilgi seviyesi yüksek kaliteli personel ihtiyacının karşılanması için eğitim hizmeti sağlanmalıdır.
Çözüm süreci devam ettirilmelidir
Türkiye, 30 yılı aşkın süredir yaşadığı terör sorununda, çözüm süreci ile birlikte önemli mesafe almıştır. Sorunun bitmesi noktasında dünya görüşleri, ideolojileri ve hedefleri farklı toplum kesimleri, belirli oranda da olsa, ortak irade göstermektedir. Çözüm sürecini destekleyenlerin yanında bu süreci içerde ve dışarıda akamete uğratmak ve sabote etmek isteyenlerin varlığı herkesin malumudur. Türkiye, çözüm noktasındaki kararlılığından ve milletimizin hassasiyetlerinden ödün vermeden sonuca ulaşmak, milli birlik ve beraberliği tahkim etmek için iç ve dış odaklara aldırmaksızın yoluna devam etmelidir.
Küresel sermayenin kirli oyunlarının üzerine kararlılıkla gidilmelidir
Yeni Türkiye, içerde ve dışarıda bazı odakları rahatsız etmiştir. Yolsuzluk iddia ve ithamları üzerinden başlatılan 17 Aralık Küresel Operasyonu, ‘egemen millet’ ve ‘bağımsız devlet’ duruşundan rahatsızlık duyan küresel yapının ve onun uzantılarının ‘yolsuzluk iddiaları’ kılıfı giydirilmiş yeni senaryosudur. 7 Şubat, Taksim Gezi Parkı olayları ve 17 Aralık Operasyonu, küresel sermayenin kirli bir oyunudur. Küresel operasyonla birlikte ‘yolsuzluk’ ve ‘paralel devlet’ olmak üzere ortada iki iddia bulunmaktadır. Her iki iddianın da üzerine kararlılıkla gidilmelidir.
Kamuda kıyafet ve şekil dayatması son bulmalıdır
Memur-Sen tarafından başlatılan “Özgürlük İçin 10 Milyon İmza” kampanyası sonucu toplanan 12 milyon 300 bin imza ile ortaya konulan kamuoyu desteğinin yanında kararlılığı yansıtan 8 aylık “sivil itaatsizlik” eylemi, devlet eliyle kadına uygulanan kılık ve kıyafet şiddetinin bitmesi noktasında önemli rol oynamıştır. Kamuda kılık ve kıyafet dayatmasının en önemli sembolü haline gelen başörtüsü konusunun çözümü devlet millet kaynaşması için çok önemli bir adım olmuştur. Fakat aynı eylem kapsamında dile getirilen çağdışı yönetmelikteki erkeklere yönelik başta kravat takma mecburiyeti olmak üzere, takım elbise, saç, sakal gibi dayatmalar da bir an önce kalkmalıdır.
Yeni öğrenci yurtları yapılmalıdır
Ortaöğretim ve lisans eğitimini ailelerinin bulunduğu şehir dışında alan öğrenciler için yurt ihtiyacı talepleri karşılamaktan uzaktır. Özellikle büyük çoğunluğu kırsal kesimde görev yapan din görevlilerinin çocuklarının barınması için TDV işbirliği çerçevesinde talepler gözetilerek yeni yurtlar yapılmalı ve din görevlilerinin çocuklarına öncelik tanınmalıdır.
Suriye’deki katliamları kınıyoruz
Suriye’de yaklaşık üç yıldır kan akıtmaya ve katliam yapmaya devam eden Esed yönetimindeki Baas rejimini kınıyoruz. Katliamları destekleyen gerek ülkemizdeki gerekse dünyadaki destekçilerin niyetlerinin Suriye halkının huzuru değil, emperyalist unsurların menfaatleri olduğunun anlaşılmasını bekliyor; bütün ülke ve uluslararası kuruluşları katliamı durdurmak için birlikte hareket etmeye, can çekişen Suriye halkına karşı insani sorumluluğun gereği olarak yardım etmeye çağırıyoruz.