Diyanet-Sen Genel Merkezi
Genel Başkan Bayraktutar Milat Gazetesi’ne Konuştu
Genel Başkan Bayraktutar Milat Gazetesi’ne Konuştu
Darbe girişimleriyle amaçlarına ulaşamayanların terör kartını devreye soktuğunu ifade eden Mehmet Bayraktutar, “İçerden ve dışarıdan lojistik destek alan başta PKK olmak üzere terör örgütleri, ülkemizin istikrarını bozmak için yoğun saldırılarda bulunuyor. İstikrarımızı, birliğimizi ve beraberliğimizi hedef alıyorlar. Ama başarılı olamayacaklar” dedi.
SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN
Türkiye, Cumartesi günü hain bir terör saldırısı sonucu 95 vatandaşını yitirdi. Ülkede üç günlük yas ilan edildi. Dünya ekonomik krizlerle sarsılırken hükümetin sağlam adımları neticesinde yıkım yaşamadan yoluna devam ederken Türkiye’nin kavuştuğu huzur ve istikrar dolu günler karanlık güçleri rahatsız etti. Gezi olayları, 17-25 Aralık operasyonu, terör saldırılarıyla Türkiye’yi güçsüzleştirmeye çalışan dış güçler ve yerli işbirlikçileri 1 Kasım öncesi kanlı yüzünü bir kere daha ortaya koydu. 13 yıldır elde edilen istikrarın bozulmaması için Türkiye halkına sandıkta büyük görev düşüyor. Biz de Memur-Sen Konfederasyonunun Genel Başkan Yardımcısı, Diyanet-Sen’in de Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar’la yaklaşan seçim öncesi yaşanan üzücü hadiselerin ışığında gündemi konuştuk.
TUZAĞA DÜŞMEMELİYİZ
Türkiye büyük bir terör saldırısı yaşadı. Doksan beş vatandaşımızı yitirdiğimiz bu müessif saldırı hakkında neler söylemek istersiniz?
Ankara’daki hain terör saldırısını, lanetliyor; yüzyıllarca üzerinde birlikte kardeşçe yaşadığımız topraklarımıza, birlikte yaşama isteğimize nifak tohumları ekmeye çalışanları kınıyoruz. Hain saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Büyük Memur-Sen ailesi olarak bir kez daha milletimizi sağduyuya davet ediyoruz. Milletimize düşen görev sağduyulu olmak, terör örgütlerinin ve onları kurgulayan oyun kurucuların tuzağına düşmemektir.
Türkiye neden hedefte?
Biz bütün coğrafyamızdaki mazlumların umuduyuz. Onun için hedef alınıyoruz. Türkiye sessiz devrimiyle ayağa kalktı, bölgesinde oyun kurucu bir rol aldı. Emperyal devletlerin oyununu bozup, sınırımızın dışındaki kardeşlerimize el uzatınca da hedef oldu. Güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Taşeron örgütlerle gücümüzü zayıflatmak istiyorlar. Birliğimize ve beraberliğimize sahip çıkarak terörü diz çöktüreceğiz.
TERÖR KARTINI DEVREYE SOKTULAR
Türkiye’nin istikrarından rahatsız olan küresel güçler ve işbirlikçileri şimdi de terör örgütünü kullanarak ülkede kaos ortamı oluşturmaya çalışıyor. Bu saldırıların altında hangi sebep yatıyor?
Son beş aylık dönemde istikrarın ne kadar önemli olduğunu gördük. Terör azmaya, ekonomik dengeler bozulmaya, toplumsal barış zedelenmeye başladı. Darbe girişimleriyle amaçlarına ulaşamayanlar bu sefer terör kartını devreye soktular. Kısa sürede onlarca şehit verdik. İçerden ve dışarıdan lojistik destek alan başta PKK olmak üzere terör örgütleri ülkemizin istikrarını bozmak için yoğun saldırılarda bulunuyorlar. İstikrarımızı, birliğimizi ve beraberliğimizi hedef alıyorlar. Ama başarılı olamayacaklar.
FIRSAT KOLLUYORLAR
Bir yandan şehit cenazeleri, diğer yandan hain terör saldırıları yaşayan ülkemizde seçimler yaklaştı. Sürekli olarak istikrar vurgusu yapıyorsunuz. 1 Kasım’da duruşunuz nasıl olacak?
3. Dönem Toplu Sözleşmelerde elde edilen mali ve sosyal haklar da dâhil olmak üzere 13 yıldır üretilen sosyal ve sessiz devrimlerin sırrı istikrardır. Bu kazanımlardan geri dönülmemesi ve yeni kazanımların sürmesi için siyasal ve ekonomik istikrarın sürmesi ve toplumsal barışın devam etmesi gerekmektedir. Bakın koalisyon dönemlerini geride bırakan Türkiye istikrarla buluştu, millet jakoben ve cuntacı istibdattan kurtuldu. Kurtulduğumuz istibdata suni teneffüs yapmak isteyen, hayat öpücüğü vermek isteyen odaklar hala var. Fırsat kolluyorlar. İnsani fıtratla uyumlu bir demokratik hukuki düzen kurma çabamızı boşa düşürmek istiyorlar. İzin verecek miyiz? Seyredecek miyiz? Ne yapabilirler diye bekleyecek miyiz? Hayır, Bugün de hayır, yarın da hayır. ‘ Haziran’da da hayır demiştik. 1 Kasım’da da hayır diyeceğiz.
Hayır ve Evet… Peki kime evet kime hayır?
Biz kişilere değil ilkelere evet ya da hayır deriz. Bizim muhalifliğimiz ve müntesipliğimiz isimlere değil değerleredir. Millete hizmet yerine ihaneti tercih edenleri, kazandıklarımızı yok saymayı planlayanları, başörtüsü yasağını, katsayı dayatmasını yeniden uygulamaya sokmayı beyannamelerine koyanları biliyoruz. Onlarda onları desteklemeyeceğimizi, yaptıklarına/yapacaklarına sessiz kalmayacağımızı biliyor. Biz, kimin ne olduğunu biliriz, bizim de ne olduğumuz, ne yapacağımızı herkes bilir.
BÇG DE HESAP VERMELİ
Ankara’da devam eden ve sizinde müdahil olduğunuz 28 Şubat davası hakkında ne düşünüyorsunuz?
28 Şubat bir darbedir. Hem değerlerimize, hem hukuka hem de ekonomiye. Sadece hazineye yükü 400 milyar lira. Bunun hesabı elbette hukuk çerçevesinde sorulmalı. Beşli çete ile BÇG’de hesap vermeli, mağduriyetler giderilmelidir. 28 Şubat ile mütedeyyin insanların ülke yönetiminde söz sahibi olmasının, misyon ve vizyonlarını hayata geçirmelerinin önünü kapamaya kalkıştılar. Ancak halk kendinden olan milletin adamlarını, ümmetin dertlilerini yönetime getirmekten bir an olsun vazgeçmedi; 2002 yılında 28 Şubat’da örselenen, önü tıkanan, dayak yiyen sivil siyasetin sözcüleri işbaşı yaptı. Sivil, demokrat ve mütedeyyin insanların yönetime gelmesinden haz almayan darbeci zihniyet te iş başı yaptı.
Bu darbeci zihniyet ilk olarak ne planladı?
2007 Nisan’ında başlattıkları Cumhuriyet Mitingleri ile darbe zemini oluşturmanın gayreti içine girdiler. 27 Nisan e-muhtıra ile yeni bir darbe girişiminde bulundular. Ancak sivil siyasetten hak ettikleri cevabı aldılar.
İLLEGAL YAPILAR YERLE BİR OLDU
Amaçları neydi?
Tek amaçları; Cumhurbaşkanlığı makamına eşi başörtülü bir devlet adamını çıkarmamaktı. Bunun için hukuk garabeti olan 367 krizlerini çıkardılar, cumhurbaşkanlığı seçimlerini provoke ettiler. Siyasi parti liderlerinin tehdit ve şantajla meclis’e girmesini engellediler. Sivil siyaset milli iradeye gitti ve milli irade darbecilere sandıkta unutamayacakları bir ders verdi. Darbecilerin antidemokratik tüm projeleri çöktü. Gezi olaylarında 17 Aralık sürecinde de milli irade hedef alındı, millet iradesine sahip çıkarak illegal yapıları yerle bir etti.
Gezi olayları ve 17-25 Aralık operasyonu hakkında bir bağ mı var sizce?
Elbette. Her şey milletin gözünün önünde cereyan etti. Biz, milleti kucaklayacak, devleti demokratikleştirecek yeni anayasa için mücadele ederken, Yeniden Büyük Türkiye ve medeniyetimizin yeniden inşası için çalışırken, dışarıdaki ve içerdeki şer odakları da boş durmadı, durmuyor. Milletin iradesine ipotek koymak ve inşa ettiklerimizi yıkmak için darbe girişimlerini devam ettiriyorlar. Ergenekon, Balyoz darbe girişimlerinden eli boş dönenler, Gezi kalkışması, 17-25 Aralık küresel operasyonu ve 6-8 Ekim vandalizmi ile amaçlarına ulaşmayı denediler. Çok şükür aklı selim ve feraset galip geldi.
Memur-Sen ve Diyanet-Sen Gezi ve 17-25 Aralık darbe süreçlerini nasıl okudu?
Biz bu süreçlerde sivil siyasetin, milli iradenin ve kardeşliğin tarafı olduk. Türkiye’nin büyüme ve gelişme yolculuğuna ilişkin sessiz devrimleri bitirmek ve Yeniden Büyük Türkiye yolculuğunu kesintiye uğratmaya yönelik eylem ve girişimleri püskürtmede aktif rol aldık. Gezi Parkı kalkışmasının arka planını, 17-25 Aralık darbe girişiminin küresel yönlerini ve 6-8 Ekim olaylarının birliğimizi hedef alan provokasyon olduğunu millete ve teşkilatlarımıza hızlı ve kararlı bir şekilde anlattık.
MİLLETİN ADAMI’NIN YANINDAYIZ
Somut olarak ne gibi adımlar attınız?
Paralel Yapı ile mücadelede hem kamu bürokrasisi hem de toplumsal dokunun uyarılması noktasında önemli işlevler üstlendik. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde, vesayet cephesinin adayına karşı milletin adamının yanında olduğumuzu milletimize açık bir şekilde deklare ettik ve fiili destek verdik. Devletimizi ve milletimizi içerde ve dışarıda temsil hakkına sahip Cumhurbaşkanımıza yönelik küresel ölçekli saldırılar doğru bir safta ve tarafta yer aldığımızı bir kez daha teyit etmiştir. Bu kapsamda, Cumhurbaşkanımızın nezdinde Türkiye’mize ve geleceğimize yönelik saldırılara karşı dün olduğu gibi bugün de dik duracağız, sosyal paydaşlarımızla birlikte mücadele etme kararlığımızı sürdüreceğiz.
Yeni Anayasa’nın yapılması konusunda umudunuz var mı?
Her seçimi yeni anayasanın çıkarılması noktasında yeni fırsat olarak gördük. 7 Haziran 2015 seçimlerini de bu anlamda ciddi bir fırsat olarak gördük. Ancak 7 Haziran’da sivil, demokratik ve özgürlükçü anayasa yapacak siyasi bir iktidar çıkmadı. İnşallah 1 Kasım seçimleri Türkiye’nin özlediği yeni anayasayı yapacak iktidarı çıkarır.
***Partisel düzlemde siyaset yapmayız ancak siyasi aktörleri ve yapıları da başıboş bırakmayız. Kimi eleştireceğimizi de kimlerle iş ve fikir birliği yürütebileceğimizi de biliriz. Gereğini de yerine getiririz.
*** Yerli, milli ve manevi değerlere dayalı inşa sürecinin devam ettirilmesi için sorumluluk alacağız, Batıla ve haksızlığa isyan ve itirazımızı da gür sesle haykırmayı sürdürmek için yeniden istikrar diyeceğiz.