Güncel
Konya STK Platformu “Aile Çalıştayı’nı” Gerçekleştirdi
Konya STK Platformu “Aile Çalıştayı’nı” Gerçekleştirdi
Konya Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Platformu İcra Heyeti Başkanı Muhsin Görgülügil, Konya’da faaliyet gösteren 147 STK’nın katılımıyla iki gündür devam eden “Gelenekten Geleceğe Aile Çalıştayı”nın sonuç bildirgesi basınla paylaşıldı.
Görgülügil, Dedeman otelde düzenlenen basın toplantısında, iki gün süren çalıştayın konu başlıkları ve içeriği hakkında bilgi vererek, Meram Belediyesi’ne ve katkı sağlayan kurum, kuruluş ve katılımcılara teşekkür etti.
Toplumun temel kurumu olan ailenin, dünyada ve Türkiye’de önemli sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirten Görgülügil, bu alandaki temel göstergelerin boşanma oranlarındaki artışlar başta olmak üzere, cinsiyet rollerinin tanımlanması, aile de iletişim, kuşaklar arası çatışma, aile içi ve kadına şiddet, çocukların sosyalleşmesi, çocuk istismarı, aile değerlerindeki değişim gibi sorunlarla karşılaşıldığını kaydetti.
Güçlü ailenin aynı zamanda sorun çözme kabiliyeti yüksek aile anlamına geldiğini ifade eden Görgülügil, “Bugün yaşadığımız sosyal sorunların önemli bir kısmı, bir kurum olarak ailenin zayıflaması ile ortaya çıkmıştır. Karşılaştığımız sorunların çözüme kavuşturulması güçlü Türkiye’nin teminatı olacaktır.” şeklinde konuştu.
Genel hatları ile çalışma gruplarının sunduğu temel sorun ve önerileri paylaşan Görgülügil, şöyle devam etti:
“Aile içi sorunlarının ortaya çıkmasında kilit rolü ebeveynlerin kendileri oynamaktadırlar. Oluşan sorunların giderilmesi için gençlik dönemlerinden başlayarak aile ve birey merkezli mahremiyeti de kapsayan eğitimlere yer verilmesi ve bu süreçte klasik medya ve sosyal medya gibi kitlesel iletişim araçlarının aktif bir şekilde kullanılması bir zorunluluk olarak görülmektedir. Kanun yapıcıların Türk toplumunun temel değer ve normlarını dikkate alan düzenlemelere gitmesi, yaşanan sorunların aşılmasına önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.”
Aile kurumunun kurulması, korunması, tarafların haklarının güvence altına alınması ve nesebin sahih olmasında nikah akdinin mutlaka gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Görgülügil, şunları kaydetti:
“Çocuğun yetiştirilmesi ve aile içi sorumlulukların paylaşımında önemli problemler yaşanmakla birlikte, ailede çocuklara değer ve normların kazandırılmasında esas alınacak medeniyet tasavvuru konusunda ortak bir bilincin gelişmediği görülmektedir. İş yaşamında kadın, kültürel değerler ve kodlar ile küresel dayatmaların arasında sıkışmış durumdadır. Aile içi rol paylaşımında kadının yükünü hafifletici, adalet ve hakkaniyete uygun rol paylaşımlarına ihtiyaç hissedilmektedir.”
– STK’ların bireylerin evlendirilmesi konusunda daha etkin rol alması
Medya da yer alan evlendirme program ve siteleri özellikle aile mahremiyetini ifşa etme hususunda olumsuz sonuçlar barındırdığını aktaran Görgülügil, bunun yanı sıra ailelerin çocukları ve dulları evlendirme konusunda geleneksel işlevini yerine getirememesi bu tür programlara olan ilgiyi artırdığını dile getirerek, “Ailelerin ve STK’ların bireylerin evlendirilmesi konusunda daha etkin roller alması bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır.” dedi.
Kanuni yaptırımlara ve önleyici tedbirlere rağmen aile içi ve kadına yönelik şiddetin artarak devam ettiğini vurgulayan Görgülügil, “Bu konuda genellikle mağdur olan taraflar çocuklar ve kadınlardır. Bu şiddetin önlenmesinde salt hukuki yaptırımların yetmediği aşikardır. Yanı sıra ilk sınıfından başlayarak eğitim her aşamasında ciddi ve sürdürülebilir eğitimlere ihtiyaç hissedilmektedir. 6284 saylı kanun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne değin uygulamada karşılaşılan sorunlar toplumun çok farklı kesimleri tarafından sürekli dile getirilmektedir. İlgili kanunun karşılaşılan sorunlar dikkate alınarak gözden geçirilmesi uygun olacağı kanaatini taşımaktayız.” diye konuştu.
– Hak aramak cinsiyet üstü bir durumdur
Görgülügil, feminist yaklaşımların kadının hak arama arayışında tepkisel bir oluşum olarak ortaya çıktığını belirterek, şöyle devam etti:
“Günümüzde temel hak ve hürriyetlerin bireysel olarak bütün hukuk sistemleri tarafından düzenlenmesi ile feminizm, kavram kaymasıyla bireysel özgürlük hatta bireysel üstünlük söylemine dönüşmüştür. Hak arayışının doğal bir talep olduğu muhakkaktır. Ancak sorumlulukların göz ardı edildiği salt hak arayışı mevcut sorunları çözme yerine yeni sorunlar üretmektedir. Karşılaşılan sorunlara çözüm ararken tek bir cinsiyet üzerinden gidilme yerine, aile içindeki tüm bireyleri kapsayan uzlaşmacı ve paylaşımcı bir yaklaşım içinde olunması gerekmektedir. STK Platformu olarak ailenin güçlendirilmesine katkı sağlayacağına inandığımız bu çalışmamızın sonuçları, ilgili STK’lara, ilgili Bakanlıklara ve kanun yapıcılara iletip takipçisi olacağız.”
Sempozyumda sunulan bildiri ve çalıştayda ilgili çalışma gruplarının sunduğu önerilerin, bildiri kitapçığında basılı olarak tüm kamuoyuna duyurulacağı belirtildi.