Diyanet-Sen Genel Merkezi
Çanakkale Ruhu Medeniyetimizin Şahdamarıdır
Çanakkale Ruhu Medeniyetimizin Şahdamarıdır
103 yıl önce, bu mukaddes toprakları kendi ideolojilerinin ana üssü yapmak isteyen emperyalist güçler Çanakkale üzerinden medeniyetimizin 5 büyük merkez şehrinden biri olan İstanbul’u, yani ümmetin kalbini bizden almak niyetindeydiler.
Çünkü İstanbul bir şehirden öte bir sancak demekti. Hesap açıktı: İstanbul düştüğünde İslam ümmeti düşecekti.
İşte Çanakkale Savaşı, medeniyetimiz ve coğrafyamız üzerinde tasarımlar yapan emperyal aklın, ümmet bilincine yenilmesinin hikâyesidir.
Çanakkale Savaşı, İslam ümmetinin kendi geleceğinin yine kendisi tarafından tayin edilmesinin örneğidir. Bilinmelidir ki, coğrafyamızın kaderi bu coğrafya üzerinde emelleri olan güçlere bırakılamaz.
Bilinmelidir ki Çanakkale’de ete kemiğe bürünmüş birlik ve beraberlik ruhu medeniyetimizin şahdamarıdır. Bu damar ile Çanakkale’de nasıl emperyalizme ve tüm vahşi ideolojilere galebe çaldıysak bugün aynı ruh ve bilinç ile coğrafyamızı bu ateş çemberinden kurtarabiliriz.
Çanakkale Savaşı’nda İstiklal Marşı’mızın ruhu vardır. O Marş ki Türkiye’ye okunmuş bir duadır. Bu milletin yol haritası, manifestosudur. Behemahal özümüz, alınyazımızdır.
Çanakkale Savaşı’nda bu öz can pahasına korunmuş, yüzyıllar sonrasına bir mesaj niteliğinde destansı bir mücadele verilmiştir.
Bu mücadelenin amacı yalnızca sınırların korunması değildir. Özümüzün, medeniyetimizin, tarihimizin, bilincimizin ve değerlerimizin korunmasıdır. Coğrafyamızın sömürgenler tarafından talan edilmesine karşı bir mücadeledir. Aynı zamanda emperyal aklın, ulus devlet formülü ile birbirinden ayırmaya çalıştığı milletlerin topyekun direnişidir.
Bu direnişin örnekliği bizlere yüzyıl sonra bugün ve yüzyıllar sonrasında da bir hakikati dillendirmektedir. Bu hakikat, Çanakkale’de yaşanan mücadelenin bir hak batıl mücadelesi olduğu ve hakkın ancak birlik ve beraberlik ile korunacağıdır.
Evet… Çanakkale bir ruhtur. O ruh ki, Akif’in ifadesiyle, Bedir ashabının verdiği varoluş mücadelesinin, 20. yüzyıldaki kurtlar boğuşmasında yine bir varoluş mücadelesine aktarılmış bir emanettir. Biz işte bu emaneti kuşanarak, yeni bir kurtlar boğuşmasının arifesinde olduğumuz bilinciyle yeniden Büyük Türkiye ideali için uğraş veriyoruz.
Memur-Sen ve Diyanet-Sen ailesi olarak, geçen yüzyıl emperyalizmin bizi nasıl parçaladığının, aramıza sun’i sınırlar koyarak kardeşlerimizle bizi nasıl ayrı koyduğunun bilincindeyiz. Kurulduğumuz günden bu yana, Çanakkale ruhuyla, emperyal sisteme direnip, onun oluşturduğu sisteme ve adalet düzenine karşı, medeniyet coğrafyamızdan başlayarak bütün mazlum coğrafyalara ulaşmanın, kaybettiğimiz diriliğimizi, dirliğimizi, birliğimizi yeniden inşa etmenin derdindeyiz.
Bize bu bilinci emanet eden, Çanakkale şehitlerinin şahsında varlık – yokluk mücadelesinde şahitlik görevini yerine getirmiş bütün şehitlerimizi rahmetle anıyor, emanetlerini gözümüz gibi koruyacağımız sözünü Çanakkale ruhu ve coşkusuyla yineliyoruz.