Güncel
Başkan Karlıer; “Dünya Katliamlara Sessiz Kalıyor”
Başkan Karlıer; “Dünya Katliamlara Sessiz Kalıyor”
10 Aralık tarihinin Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmasına rağmen coğrafyamızda acı ve katliamların hakim olduğunu vurgulayan Memur-Sen İl Başkanı Nazif Karlıer, “Keşke, hangi kültür ve medeniyet perspektifinden bakılırsa bakılsın, bugünün anısı ve anılması, dili, dini, inancı, rengi, coğrafyası ne olursa olsun, salt insanlık onuru ve değerinin yaşanır kılınması adına bir umut, bir hareket noktası oluştursaydı. O zaman insanlık adına, vicdan, adalet, özgürlük ve barış adına bir dayanağımız, diğer insanlarla bir buluşma düzlemimiz olurdu.Ancak, ne hazindir ki, haksızlıkların,hukuksuzlukların, adaletsizliklerin dağılımındaki çarpıklığın korkunç düzeyde kitleselleşip küreselleştiği dünyamızda, 67. yıldönümünü yaşadığımız bu gün, bütün bir insanlığın ayıbı, derin, açıklanmaz tezadı, zalimce ironisi olmuştur” diye konuştu. 21. yüzyılda insanların katledilmesi ve yurtlarından sürülmesinin kanıksandığına dikkat çeken Karlıer, “Küresel emperyalist politikalar sonucu geçen her dakika onlarca köy, kasaba, şehir bombalanmakta, yüzlerce insan ölmekte, yetim veya öksüz kalmakta, yerinden yurdundan edilmekte, göçmen durumuna düşmekte, ateş, kan ve gözyaşı içinde çaresizliği yaşamaktadır.Savaş, sürgün ve katliamların şiddeti, ulusal sınırlar içinde baskı ve darbe rejimlerinin hak ihlallerini neredeyse unutulur hale getirmiştir.Bugün insanlık, haklarının hiçbir kıymetinin kalmadığı karanlık bir dönem yaşamaktadır. Hiçbir insan hakkına ve onuruna kıymet vermeyen güç odakları, iğrenç siyasal veya emperyalist hesaplan uğruna, sözde bütün değerlerini ayaklar altına alıp çiğnemişlerdir.İnsan hak ve özgürlükleri temeli üzerine kurulduğu söylenen modern dünya, Gazze’de, Filistin’de, Arakan’da, Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da ahlak ve ilkeleri bakımından iflas ve intihar etmiştir” dedi.
İslam Coğrafyasında insanlık dramlarının hiç bitmediğini ifade eden Memur-Sen İl Başkanı Nazif Karlıer, “Sonuçta yüz binlerce, milyonlarca insan evlerinden yurtlarından edilerek bir anda aç, susuz, çaresiz, vatansız, topraksız kalmakta, mülteci durumuna düşmekte, bebeklerin cansız bedenleri sahile vurmaktadır. Dünyanın, ne yazık ki, kararan vicdanı, yaşanan dramı duyarsızlıkla bile değil, nefretle, itici, ötekileştirişi, öteleyici bir tutumla izlemektedir.Kutup buzulları arasında yol almaya çalışan balinalar veya ormanda yaralanmış bir panda üzerine çektikleri dikkatlerle acıma duygularını rahatlatma seansları yapan algı mühendisleri, yüz binlerce Müslüman sivilin, kadın, çocuk, yaşlı denmeden öldürülmeleri karşısında bigâne kalmaktadır.Hastaneler vurulmakta, emzikli çocuklar, hamile kadınlar paramparça edilerek öldürülmekte, sivil yardım malzemesi taşıyan araçlar füzelerle havaya uçurulmaktadır.Tereddütsüz insan haklarından yana bir kuruluş olan Memur-Sen olarak haklının yanında, haksızın karşısında olma tutum ve duruşumuzu sürdüreceğiz. Ancak, bunca faciadan olumsuz etkilenenlerin hep Müslüman olmasının da asla tesadüfi olmayan planlı saldırıların sonucu olduğunu biliyoruz. Kimden gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın, bütün haksızlıkların karşısındayız; hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, tüm şiddet, baskı ve haksızlıkları kesin bir dil ve net bir tavırla kınıyoruz. Biz, Memur-Sen ailesi olarak bu sorumlulukla; bütün dünya mazlumlarını, hiç olmazsa insan olarak haklarını savunmaya, insan onuru için sömürüye ve emperyalizme karşı diri bir bilinç ve birliktelik oluşturmaya davet ediyoruz.