Diyanet-Sen Genel Merkezi
Bayraktutar: Anadolu İnsanı Zulme Uğrayanlara Her Zaman Kucağını Açmıştır
Bayraktutar: Anadolu İnsanı Zulme Uğrayanlara Her Zaman Kucağını Açmıştır
Anadolu İnsanı İyilik Kervanının Öncüsüdür
İstanbul Üniversitesi ev sahipliğinde Prof. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek olan ve iki gün devam edecek “Dünya İnsan Hakları Günü’nde İnsan Hakları Perspektifinde Mültecilik” sempozyumunda konuşan Bayraktutar Anadolu insanının yalnızca kendisine sığınanları ve kendisinden yardım isteyenleri değil uzak diyarlardaki mazlum ve mağdurlara da her zaman el uzattığını hazırlatarak “Memur-Sen ve İHH başta olmak üzere gönlü ve eli cömert kuruluşlarımız Anadolu insanını arkasına alarak Arakan’dan, Filistin’e, Pakistan’dan Somali’ye, Haiti’den Kosova’ya, Eritre’den Sudan’a, Doğu Türkistan’dan Bayırbucak’a kadar dünyanın neresinde ihtiyaç sahipleri varsa onlara yardıma koşmakta, iyilik kervanında yer almaktadır.” Şeklinde konuştu.
Batı Mülteciler Konusunda Sorumluluktan Kaçmaktadır
Türkiye iki milyondan fazla Suriyeli ve Iraklı mültecinin bulunduğunu belirten Bayraktutar “Maalesef Türkiye bu yük ile yalnız bırakılırken AB ülkeleri ördükleri yüksek duvarlara rağmen kendi topraklarına ulaşabilen az sayıda mültecinin yükünün adil paylaşılmadığı konusunda birbirlerini suçlamaktadırlar.Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Mısır’da, Afganistan’da ve diğer Ortadoğu ülkelerinde politikaların ve güç mücadelelerinin şekillenmesinde her zaman müdahil olan Batılı ülkeler bu müdahalelerinin de bir sonucu olarak tezahür eden mülteci sorununun insan onuruna uygun bir şekilde çözülmesi konusunda sorumluluktan kaçmakta ve bunun bölgesel bir sorun olduğunu ileri sürmektedirler. Ancak Avrupa içlerine kadar ulaşan son mülteci dalgası ve Ege Denizi’nde sahillere vuran küçücük bedenler gösteriyor ki, yaşanan bu dramın sorumluluğundan kimse kaçamayacaktır.”ifadelerine yer verdi.
Göç İnsani Bir Olgudur
Göç meselesinin salt bir güvenlik konusu olmadığına insani bir olgu olduğuna dikkati çeken Bayraktutar “Bu sorun sınırları kapatmak gibi güvenlik tedbirlerinin artırılmasıyla çözülemez. Kapsamlı bir yaklaşım, sabır ve dayanışma gerektirir. Önce mültecilere insanca muamele edilmelidir ki, bu konuda Türkiye’nin tarihsel ve güncel tecrübeleri ve yaklaşımları tüm insanlık adına yüz ağartıcı örneklerle doludur ve mutlaka faydalanılmalıdır. Ve nihayet göçün kökenleri araştırılmalı ve kalıcı çözüm için gerekli siyasi, diplomatik askeri tedbirler acilen atılmalıdır” diyen Bayraktutur sözlerine şöyle devam etti:
Milletimize ve hükümetimize mülteciler konusundaki hassasiyetinden, fedakarlığından ve gayretlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Özellikle kamu kuruluşları arasında AFAD ve Kızılay’a, STK’lar arasında İHH’ya özel teşekkürlerimi iletmek isterim. Türkiye’nin bu fedakarlığına karşı Batı’nın gelişmiş ülkelerinin, olayı sadece para olarak görmesini ve insani ve vicdani bir davranış olarak görmüyorum. Tüm enerjilerini mültecilerin ülkelerine girmemesi için sarf eden, bir yolla ülkelerine giren mültecilere insanlık dışı muamelede bulunan ülkeleri de buradan esefle kınıyorum. İnşallah onlarda en kısa sürede insani ve vicdani sorumluluklarını hatırlar.