Diyanet-Sen Genel Merkezi
Bayraktutar: Saldırılar Karşısında Kenetlenen Bir Aileyiz
Bayraktutar: Saldırılar Karşısında Kenetlenen Bir Aileyiz
Gazetecilerin Kürtçe Kur’an çalışması hakkında ne düşünüyorsunuz sorusuna Bayraktutar;
Kur’an-ı Kerim’in evrensel bir kitap olduğunu biliyorsunuz. Evrensel olan bu kitabın her dilde okunması mümkün olmalıdır. Sadece Kürtçe değil, Japonca, Çince, Fransızca, Felemenkçe, kısaca insanın kullandığı her dil için Diyanet İşleri Başkanlığımız çalışmalar yapmaktadır. Bizlerde bu çalışmaları destekliyoruz ifadelerini kullandı.
Teşkilatın sorunlarını gündeme getirmeye devam edeceklerini söyleyen Bayraktutar konuşmasını şu şekilde sürdürdü.
Sivil toplum örgütü olarak iradenin, idareye yansıması için çalışıyoruz. Bakın son zamanlarda ülkeyi gruplaştırma, bölgelere ayırma çalışmaları sürüyor. Bu sadece bir zümrenin, bir kuruluşun yaptığı bir olay değil. Her zaman yinelediğim bir üst akıl var, ve bu üst akıl şimdilik bu ülkede dini tehdit olarak gösteriyor. Geçmiş yıllarda ırkçılığı tehdit olarak gösterdi. Bugün de dini duyguları itibarsızlaştırma çalışmaları var. Birçok dilin, dinin yaşadığı bu ülkede biz başkalarının değerlerine saygı duyarken, onların da saygı duymasını bekliyoruz.
Kısaca Diyanet-Sen nedir sorusuna Bayraktutar, kısaca Diyanet-Sen bu ülkedir. Şehidin uğruna can verdiği bayraktır, Semasında yükselen ezandır. Ve en önemlisi kısaca bu ülkede Diyanet-Sen DİYANET’dir dedi.
Bir Sivil Toplum örgütü olarak Diyanet’i eleştirmek yerine sahiplenen duruşunuz etik mi sorusuna Bayraktutar; Bu ülkede din görevlilerini temsil ediyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapan din görevlilerinin örgütlü sesiyiz biz. Diyanet olmazsa sivil toplum örgütü olabilir mi? Diyanet İşleri Başkanlığı ile bir evin içindeki aile bireyleri gibi tartışa biliriz, hatta bir birimizi dava da edebiliriz. Ama dışarıdan gelen saldırılar karşısında Diyanet İşleri Başkanlığını sahipsiz bırakamayız. Göreve geldiğim tarihten bugüne kadar 8966 davamız oldu, sivil toplum örgütü olarak Diyanet İşleri Başkanlığını dava ettik. Biz hak arama adresiyiz. Başkanlığın hatalarını tespit etme, verdiği yanlış kararlarda itiraz edebilme sivil toplum örgütü olarak bizim en tabi hakkımızdır.
Mesela Rotasyon meselemiz var, mesele İlitam konumuz var, MBSTS’miz var, Teşkilatın talepleri var, Mahrumiyetlikler var, Lojmansız camilerimiz, İmamsız kalan camilerimiz var, Kadro verilmesini istediğimiz ücretli çalışanlar var, vaizler, murakıplar, yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan hizmetlilerimiz var, kuran kursu öğretmenlerimiz var ve bunlara bağlı olarak iyileştirme beklediğimiz maddelerimiz var.
Bizim Diyanet-Sen olarak Kurum İdari Kurul’da, Toplu Görüşme masalarında savunmamız gereken haklarımız var. Başkanlığın biz bir parçası olsak da her söylenilenin değerlendirilmeden, süzgeçten geçmeden kabul görmesini kimse bizden bekleyemez .
Dışarıdan gelen saldırılar hakkında da konuşan Bayraktutar şu ifadeleri kullandı. İçeride biz daha iyi çalışma koşulları oluşsun diye mücadele ederken, üst aklın avaneleri Başkanlığa saldırı yaptılar, dini, diyaneti itibarsızlaştırmak için meydan meydan, televizyon, televizyon gezip ezan kaldırılmalı, diyanet kaldırılmalı, seçmeli din dersleri olmamalı diyenler oldu. Bu üst aklın bir planıdır dedik. Bu oyunlara gelmeyin dedik. Diyanet İşleri Başkanlığını hiçbir şekilde eleştirmek sizin haddiniz değil dedik. Fatiha’yı okuyamayanların Diyaneti eleştirmeye değil, diyanete ihtiyacı var dedik. Bizim bir sloganımız var, kurulduğumuz günden beri ifade ediyoruz; ‘Biz Büyük Bir Aileyiz’ diyoruz. Biz 120 Bini aşan din görevlilerini çatısı altında toplayan bir aileyiz. Dışarıdan gelen saldırılar karşısında bütün olmayı, tek bilek olmayı bilecek bir olgunluğumuz var. Ailenin içinde hizmet yarışını farklı sendikalarla sürdürmek isteyen arkadaşlarımız olabilir. Bu ailenin iç meselesidir, bir tercihtir ama uluslar arası tuzaklara karşı bir bütün olan Diyanet İşleri Başkanlığından bahsediyoruz şeklinde konuştu.
Son olarak Pazar günü yapılacak olan seçimler hakkında konuşan Bayraktutar şöyle konuştu. Seçim süreci boyunca ülkemiz çok gerildi. Kullanılan üslup sertleşti. Biz hepsini dinledik. Şimdi onlar susacak Pazar günü bu halk konuşacak. Biz sandıktan çıkacak sonucun bu ülke için, dünya Müslümanları için hayırlı olmasını istiyoruz. İstikrarı olgun adımlarla sürdüren Türkiye’nin yarınlarını daha da istikrarlı görmek istiyoruz. Global dünyanın gerisinde kalmış bir Türkiye olmak istemiyoruz dedi.