Diyanet-Sen Genel Merkezi
Diyanet-Sen 42. Başkanlar Kurulu Ankara’da Gerçekleştirildi
Diyanet-Sen 42. Başkanlar Kurulu Genel Başkan Mehmet Bayraktutar Başkanlığı’nda Memur-Sen Mehmet Akif İnan Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Ülke ve dünya gündemi ile ilgili değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda Diyanet-Sen’in önümüzdeki dönem yol haritası da belirlendi.
Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda şube başkanlarına hitap eden Genel Başkan Mehmet Bayraktutar, Diyanet-Sen’in hayrı inşa, şerri imha için emek verenlerin teşkilatı olarak kurulduğunu hatırlatarak “Diyanet-Sen emeğe ve ekmeğe dair soylu mücadelenin din görevlileri zeminindeki merkezi olarak var oldu, büyüdü ve yol aldı. Diyanet-Sen; iman ve irfan coğrafyası Anadolu’nun ömrünü irşada tahsis etmiş evlatlarının hakkını arama dergahı, haksızlığa karşı koyma zaviyesi, hakça bölüşme ve HAKK için mücadele etme tekkesidir. Diyanet-Sen; sendikasını evladı gibi görenlerin, emanet bilenlerin ve onu en sağlam ellere teslim etme hassasiyetini haysiyet kabul edenlerin adresi, din ve vakıf hizmeti sunan kamu görevlilerinin itimat ve itibar zemininde sendikacılık zirvesidir. Biz, kurulduğu dönemin aykırı hareketi o günden bugüne, dünden geleceğe her dönemin erdemlileri, din ve vakıf görevlilerinin hakkını arama, hak kazandırma, haksızlık riskini ortadan kaldırma erleriyiz.” dedi.
Din Görevlisi Sendikasız Olmaz
Diyanet-Sen’in, dünyanın ilk din görevlileri, Memur-Sen’in ilk yetkili sendikası olduğunu belirten Bayraktutar “Diyanet-Sen,Türkiye’nin en yüksek sendikalaşma oranına sahip emek örgütü markasıdır. Diyanet-Sen’in kuruluş gerekçesi ve soylu mücadele dibacesi noktasında özeti ahlak, iman, insan, emek ve adalettir. Diyanet-Sen’in, din görevlileri, din hizmeti, milletin ve devletin bekası, ümmetin ve insanlığın refahı ve felahı için söyleyeceği söz, yükleneceği görev, ortaya koyacağı irade, yapacağı öncülük, taşıyacağı emanet noktasında görevi, ödevi ve fedakarlığı anlık ya da yıllık değildir. Bunların her biri var olma sebebimizdir ve var olduğumuz sürece bu ödev ve görevler eksiksiz bir şekilde yerine getirilecektir. “Din görevlilerinin sendikası olmaz” cümlesini kuranlara karşı “din görevlisi sendikasız olmaz” iradesini ortaya koyan biziz. “İmam’dan, müezzinden, hafızdan sendikacı olmaz, bu görevlerle birlikte sendikacılık yapılmaz” nakaratını terennüm edenlere, “din görevlilerindeki sendikal bilinç ve direnç, din görevlilerindeki sendikacılık tavrı herkeste olmaz” gerçeğini kabul ettiren de biziz. Kısaca biz bu ülkenin sendikal alandaki güvencesi, din görevlilerinin haklarını koruma, artırma, din görevlilerinin hakları konusunda milleti aydınlatma hareketiyiz. Biz bu ülkenin dinine, diyanetine hizmet, irşad faaliyetlerine hikmeti bereket, tebliğ ve davet çabalarına ilmi gayret noktasında öncü, örnek ve lider sivil toplum hareketiyiz.” İfadelerini kullandı.
Din Görevlileri Salalarla Millete Şahlanış Çağrısı Yaptı
Bayraktutar konuşmasına şöyle devam etti: Kuruluş sürecinde “olmamalı, olmaz, din ve sendika, din görevlisi ve sendikacı bir arada olamaz” denilerek yolu kes ilmek istenen, sendikal iradesi bitirilmek istenen Diyanet-Sen ve teşkilatı; milletin yanında, milletin ahkamında, hainlerin, düşmanların karşısında, ihanet ve işgal kalkışmalarını bitiren öncüler kulvarında yer aldı.
28 Şubatlarda mağdur edilmek istenen din görevlileri, 15 Temmuz’da milletle birlikte hainlere, FETÖ’nün teröristlerine alanları, meydanları dar etti, o gece Diyanet-Sen’in üyelerinin Diyanet İşleri personelinin, din görevlilerinin okuduğu selalar; millet için şahlanış çağrısı, direniş daveti olurken FETÖ ve hainleri için çöküşün, bitişin ve yok oluşun habercisiydi. O gün minarelere çıkan irade ne kadar asil, temiz, kararlı, irfan ve idrak ehli ise o gün minarelerden yurdun bütününe yayılan ses ne kadar hakiki, samimi ve ehil ise Diyanet-Sen’in sendikal mücadeledeki yeri, konumu da odur. Bu salondaki bizler öncelikle olmak üzere Diyanet-Sende öncü, yönetici, lider olan hiçbir kimsenin bu konumu, Diyanet-Sen’in bu onur ve gurur kaynağı durumunu hiç aklından çıkarmaması gerekir.Bu teşkilatın kuruluşu olay olurken, şahlanışı da kolay olmadı. Bu teşkilat kolay oluşmadı, bu teşkilatın mensupları kolay yetişmedi. Nefsini yok sayan, bütün nefeslerini bu dava için ortaya koyan, ömrünün tamamını bu davaya adayan, ahirete irtihal edip emaneti bizlere ve sizlere bırakan her kişinin ve herkesin sorumluğunu taşıyoruz. Biz sadece bugünün işlerini ve yarının hedeflerini değil dünün birikimlerini de emanet aldık. Çünkü en iyi bildiğimiz ve kesiksiz yapmak için ter akıttığımız şey haklı olduğumuz davamızda hakkımızı sonuna kadar aramak, hakkımızı, hukukumuzu çiğnemeye yeltenenlere haddini bildirmektir. Bundan dün vazgeçmedik, bugün de vazgeçmeyeceğiz.
Sözleşmeli Personele Uygulanan Çifte Standarda Son Verilmelidir
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 4/B Sözleşmeli pozisyonda çalışan personelin farklı uygulamalara tabi tutulduğunun altını çizen Bayraktutar Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan 4-B Sözleşmeli personelin kadroya geçmesi için uygulanan 3+1 formülü 9 Temmuz 2018’den önce atanan sözleşmeli personeli kapsamıyor. 9 Temmuz 2018’den sonra atananlar ise 1 yılın sonunda becaiş ve eş durumu tayininden yararlanamıyor. Aynı kurumda çalışan 4-B Sözleşmelilere uygulanan bu çifte standartın bir an önce son bularak tüm 4/B sözleşmeli personelin 3+1 formülü ile kadroya alınması ve çalışmalarını müteakip 1 yılın sonunda eşi ister kamuda isterse özel sektörde çalışsın tüm 4/B sözleşmeli personelin becaiş ve eş durumu tayininden yararlanması için çalışmalarımız devam ediyor. Gerek hükümetle gerekse kurum yetkilileri ile görüşmelerimizde bu çifte standardın bir an önce düzeltilmesini dile getiriyoruz. KPDK’da, KİK’de öncelikli konularımız arasında mutlaka 4/B’li kardeşlerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi yer almaktadır.” Şeklinde konuştu.