Diyanet-Sen Genel Merkezi

Şevki Yılmaz: Diyanet Personeli Türkiye’nin Gelişmesi İçin Çalışmalı

6 Aralık 2015, Pazar

Şevki Yılmaz: Diyanet Personeli Türkiye’nin Gelişmesi İçin Çalışmalı

Diyanet-Sen’in Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında bir konuşma yapan Şevki Yılmaz, Diyanet personelinin Türkiye’nin kalkınması için canla başla çalışması gerektiğini belirtti…

Sorumluluğunuzun makamınız kadar büyük olduğunu biliyorsunuz. İki sınıf vardır ki onlar düzelirse toplum düzelir onlar bozulursa toplum bozulur. Allah Resulünün lisanıyla alimler ve yöneticiler.

Allah bizi dinsiz ve vatansız bırakmasın. Dinsiz vatan, vatansız dinin payidar olması mümkün değildir.

Onlar yeryüzünde iktidara geldikleri vakit, hür ortamda iktidara gelmekle olmuyor. Dünyada iyiliklere motor, kötülüklere fren olmak için iktidar zorunludur.

Tüm peygamberlerin yolu iktidara gider. İktidar olmaksızın yaptıklarınızın tamamı boşa gider. Hedefine ulaşmaz.

Sarayda dünyada geldiler yada saraya sokuldular. Yani Peygamberlerin hiçbiri iktidardan uzakta değildir. Peygamberler daima iç içeydiler.

Peygamberimiz Kureyş sarayındadır. Etliye sütlüye karışmadan durabilirdi ama O da durmadı.

Dünyanın gözü Türkiye’dedir. Tüm oyunlar Türkiye üzerinde oynanıyor. Türkiye’nin önemi Mekke’den sonra ikinci önemli merkezdir.

İnsanlığın ikinci merkezi, Medine’den Kudüs’ten önce Şırnak’tır. Cezire(Cizre)’dir. Nuh’un gemisinin Cizre yakınlarında durdu. Nuh orada yaşadı ve orada vefat etti.

Bu nedenle Cizre’yi yok etmek istiyorlar. Türkiye’yi yok etmek istiyorlar.

Tüm köprüler yıkılırken ata yadigarı köprülerin ayakta kalması mimari yapısında ki kilit taşları etrafına örülü taşlar yumağıdır. Tıpkı Türkiye’nin kilit taşı olması diğer İslam ülkelerinin ise kilit taşı etrafında örülü olan barış köprüsü görevi görmesi gibi…

Siz Müslüman olunca kardeşler topluluğu oldunuz, ayetinde olduğu gibi biz İslam ile kardeş olduk. Birlik olduk ve ümmetçiyiz.

Evs ve Hazreç kabilecilik yaptığı için büyüyemedi.

Tekasür Suresi ile ırkçılık ayaklar altına alındı. İşte ırkçılığın İslam ülkelerini ne hale getirdiğini hep birlikte görüyoruz.

İDARECİLER MERHAMETLİ OLSUN DİYE ÜMM-ANA KELİMESİNDEN TÜREMEDİR

“Ümm” – ana- demektir. Ümmet de ana kelimesinden bir üremedir. “İmam” kelimesi de “ümm-ana” kelimesinden türemedir. Yani Allah halklarına merhametli adil olsunlar-ana gibi merhametli olsunlar diye” ümm” kelimesiyle onları vasıflandırıyor.

Birinci cihan harbinde Osmanlıyı yıktılar. İkinci cihan harbiyle İsrail’i kurdular. Üçüncü cihan harbiyle İsrail İmparatorluğu kuracaklar. Ama Türkiye engel.

Türkiye’yi yıkabilirler mi?

Allah’ın izniyle asla Türkiye’yi yıkamadılar, yıkamayacaklar.

Abdülhamit’in eline kelepçe takıp Selanik’e sürdükleri günden beri ümmetin anası ağlıyor.

Dünya hayatında palavra söyleyenlerin sözleri sizin hoşunuza gider. Kadın modası, tüketim modası, feminizm modası, komünizm eşitliği gibi beşeri sözler hoşunuza gider. Onlar kültür ve ekonominizi yok etmek isterler.

NESLİNİZİ YOK ETMEK İSTEYECEKLER.

Kur’an, Kadir gecesi indi. Kadir, ölçü demektir. Ölçü nedir? Sizin hayat kitabınız, yaşam ölçünüz geldi. Erkeklerin, kadınların, hayatın ölçüsü olan kitap kışladan, eğitimden ve hayattan sürdüler.

Çok büyük bedeller ödedik. Biz bu günlere gelinceye kadar çok büyük bedeller ödedik. Bunun kıymetini bilelim.

Altı ok’un altısı da Bediüzzaman’ın ifadesince iman şartlarına saplanmış birer oktur. Buna rağmen dimdik ayaktayız ve ayakta durmak zorundayız.

Eski Türkiye’yi bilmezsek Allah’a hamdi ve şükrü unutabiliriz.

Erzurum ve Sivas Kongresini tertip eden Kazım Karabekir Paşa ve arkadaşları ilk kez mandacılığa karşı durdu.

Bu kongreleri tertip edenler birbir şehit edildiler. Daha sonra Menemen’de subayımızı bir eroinmana katlettirdiler.

HASAN MEZARCI’YI İSA MESİHE ÇEVİRDİLER

İttihatçıların yaptığı katliamları ilk kez Hasan Mezarcı’ya açıkladı ve Bilal-i Habeşi’ye yapılan işkencenin iki katını yaptılar da çıkışta kendisini İsa Mesih zannetti.

Biz de Almanya’ya kaçmasa idik belki kendimiz Musa zannedecektik.

Allah bu ülkeyi kimseye yutturmaz. Karabekirler gider Menderesler gelir.

Türkü-Kürdü el ele vererek bu ülkeye sahip çıkmak zorundayız.

Amerika’nın izin verdiği kadar değil Allah’ın izin verdiği kadar Müslüman olmak zorundayız.

Dünyanın en zengin ülkesi Afrika ama yaş ortalaması 40. Neden çünkü sömürülmüşler. Ama güneşe hasret Avrupa’da yaş ortalaması 80.

Türkiye’de Erdoğan gelmeden önce yaş ortalaması 60 idi. Erdoğan’dan sonra 73’e çıktı. İktidar farkı bu işte.

Yol, tünel, kalkınma mı diyorsunuz. İdamınız için bu yeterli sebeptir.

Erdoğan ekonomik İslam Birliğini kurmak istediği için iktidardan almak istediler.

D8’lerin temelini atan Menderes olduğu için idam edildi. İmzası bulunan Kral Faysal idam edildi. Bakanları ve bürokratları bir bir öldürüldü.

Dün bazı cemaatler Şeyh Şamil’e ihanet etmeseydiler bu gün ortada Rusya yoktu. Maalesef bu gün de bazı cemaatler kullanılarak Türkiye durdurulmak isteniyor. Rus çarı’nın Şeyh Şamil’e yaptığı ikramlar ve hazırladığı saraylar ortadadır. Ama ittihatçıların Vahdettin’e yaptığını Ruslar yapmadı.

Menderes’ten sonra bayrağı Necmeddin Erbakan ve ekibi bayrağı devraldı. Allah bu ülkeyi lidersiz bırakmadı. Bırakmıyor da…

Aynı hileler aynı tuzaklar Erbakan’a da yapıldı. 12 Eylül Erbakan’ın ağır sanayii çalışmalarına vurulan bir darbedir. Türkü Türk’e kırdırdılar.

Ardından Özal geldi. Özal kendilerinden göründü ama çok geçmeden anladılar ve onu da zehirlediler.

Ardından biz geldik. Kumar, ihale, faiz, sendika mafyalarıyla bizi yıktılar. Vural Savaş çok sevindi. Erbakan’ı gönderdik diye ama çok geçmedi “keşke Erbakan olaydı dedi, bu çok sert ve eli sopalı” dedi. Ama o gün sabır geriyordu bu gün sopalı lider lazım ve Erdoğan bu gün eli sopalı lider.

Kur’an’ı yasaklayanlara karşı Kasım Paşalı Kur’an’ı okullara soktu.

Merve’ye meclisi mi dar ediyorsunuz, Kasım Paşalı Merve’nin ablasını bakan yaptı.

Devlet zaten elimizde…

Çıkmış bir cemaat devleti elimize geçireceğiz diyor. Fatih’e isyan eden Mustafa ve beraberindekiler isyan etti. Fatih beraberindekilerle birlikte Mustafa dahil 2 bin askerini kılıçdan geçirdi. Devlete rağmen Bizans’a gidip el birliği etmek suçu işlemişlerdi.