Diyanet-Sen Genel Merkezi
Fethin Sunduğu Barış İklimi Günümüz İçin de İmkândır
İstanbul, dünyanın kalbi, merkezi ve başkentidir. Fatih Sultan Mehmet’in öncülüğünde şanlı Osmanlı ordusu, Hazreti Peygamberimizin müjdesine nail olarak dünyanın kalbini fethetmiştir. İki kıtanın buluşma noktası, bu güzel beldenin kalbi 570 yıldır İslam ile atıyor. O müstesna fethi kutluyor, idrak ediyoruz.
İstanbul’un fethi; öncesi, kuşatma süreci ve sonuçları itibariyle tarihin gördüğü en büyük zaferlerden biridir. Fatih Sultan Mehmet öncülüğündeki Osmanlı ordusu, 6 ay süren hazırlıklarını tamamladıktan sonra şehri denizden ve karadan kuşatmış ve 53 gün süren bu kuşatma sonucu fetih gerçekleşmiştir. Daha önce farklı devletler tarafından defalarca kuşatılmasına rağmen alınamayan İstanbul’un fethedilmesiyle tarihin akışı değişmiş; Bizans yıkılmış, Ortaçağ kapanmış, Yeni Çağ açılmış ve Osmanlı imparatorluk haline gelmiştir.
Fatih, İstanbul’u fethetmekle kalmamış, zorluğa talip olmuş, hocası Akşemseddin’in de desteğiyle gönülleri fethetmenin imkânlarını aramış ve uygulamıştır. İstanbul ile birlikte halkın gönlünün de fethedilmesi farklı ırk, inanç ve değerlerin bir arada ve barış içinde yaşamasını sağlama gibi kuşatıcı bir iklimin oluşmasını sağlamıştır. Fatih Sultan Mehmet daha fethin ikinci günü askerlerini sokaktan çekmiş, şehir sakinlerinin yaşam hakkını güvence altına almış, İstanbul’a şehremini atamış, yeni bir yönetim anlayışını uygulamaya geçirmiştir. İstanbul’da kısa sürede yollar, köprüler, medreseler, camiler ve saraylar yapılmıştır. Böylece yok etmenin yerini imar ve inşa almış, farklılıkları boğan anlayış yerini birlikte yaşama pratiğine bırakmış, yoksulluğun yerini bereket kuşatmıştır. İslam medeniyeti, İstanbul’a hayat vermiş ve ruh üflemiştir. Bizans’ın baskıcı, adaletsiz ve yoksulluk üreten çürümüş kurumsal yapısından sonra bu yeni anlayış, şehrin imarı ve inşasıyla birleşince İstanbul büyük bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Bu cazibe, dünya ölçeğinde bilim, sanat ve kültür erbabını İstanbul’a çekmiştir. Şehir bilimin, kültürün ve sanatın da merkezi olmuştur.
İstanbul’un fethinin simge yapısı Ayasofya’dır. Fatih, Ayasofya’yı camiye çevirmiştir. Asırlar boyunca cami hüviyetini koruyan Ayasofya, Cumhuriyetimizin ilk yıllarında müzeye çevrilmiş ve bu süreç 86 yıl devam etmiştir. Milletimizin gönlünde hep cami hüviyetiyle varolmuş olan Ayasofya, 2020 yılında tekrar camiye dönüştürülmüştür. Bu karar Fatih’in iradesinin gerçekleşmesi, fetih hukukunun yerine getirilmesidir. Cami olarak açılışının üzerinden yaklaşık 3 yıl geçmesine rağmen milletimizin ve İslam âleminin Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîf heyecanı, sevinci, mutluluğu ve huzuru artarak devam etmektedir.
İstanbul’un fethi ve sonrasında oluşturulan medeniyet değerlerini hayatta geçirmek ülkemiz, milletimiz ve insanlık için büyük bir ihtiyaçtır. Küresel ölçekte kabul gören yabancı düşmanlığına, ötekileştirmeye ve ırkçılığa, ülkemizde de kapılan siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler ve sanatçılar olduğunu görüyoruz. Fetih ruhunun kuşatıcı iklimi farklılıklarımızla bir arada barış içinde yaşama imkânını hem bize hem de dünyaya gösteriyor. Bu imkanı hep birlikte değerlendirmenin çabası içinde olmalıyız.
İstanbul’un fethedilmesinin 570. yıl dönümünde âlemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed’in (SAV) müjdesine mazhar olarak fethi gerçekleştiren büyük kumandan Fatih Sultan Mehmet’i, kahraman askerlerini ve bu topraklar için toprağa düşmüş aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve Fatihalarla anıyoruz.