Diyanet-Sen Genel Merkezi
Genel Başkan Bayraktutar Gençlerle Bir Araya Geldi
Genel Başkan Bayraktutar Gençlerle Bir Araya Geldi
Bayraktutar; ‘Terörün körüklenmesinin, ülkemizde kaos ve gerginliğin oluşmasında hedeflenen zayıf ve çaresiz bir hükümet oluşturmak Türkiye’yi 90’lı yıllara geri çevirmektir.
Geçen günlerde yaşanan canlı bomba vakasının görünmeyen yüzlerini konuşma vaktidir. Bu gibi olaylarla bizlere acı yaşatıp,nabzı hep yüksek tutarak gruplaşmayı, ayrışmayı hat safhaya getirmenin görünen, ama üstü kapatılan en önemli sebebi batan Yunanistan’ı bulunduğu durumdan çıkarmaktır’ dedi.
Bayraktutar;‘Eski Avrupa olmuş olsaydı, Yunanistan’a al şu parayı çık bu durumdan diyebilirdi. Avrupa’nın eski maddi gücünün olmaması, Ortadoğu’ya özellikle Ortadoğu üzerinde büyük bir etkiye sahip olan Türkiye’ye gözlerini dikmesini sağlamıştır. Avrupa Ortadoğu’da ve özellikle Türkiye’de kargaşa çıkarıp dolar ve Euro’yu kura dönüştürerek, dolar ve Euro’ya değer kazandırıp, Türkiye’de kazanılan para ile ilk önce ataları olan yunanları buhrandan çıkarmak istiyorlar.
Ekonomik sonbahar yaşayan Avrupa , Arap Baharı gibi senaryolarının bedelini, dün Afrika ülkelerini sömürerek ödetti. Bugün Ortadoğu ülkelerine ödetmek için elinden geleni yaptı. Başarılı oldu mu? Görünen köy kılavuz istemez.
Şimdi sıra son hamle, yani en önemli hamle olan Türkiye’de. Avrupa ilk günlerine geri dönmenin mücadelesini veriyor.O ihtişamlı güçlü devlet modeline karşı ciddi bir özlem duyuyor, ve içinde bulunduğu durumun farkında. Her türlü hamle ile dışarıdan savaşlarla, içeriden iş birlikçi ve satılmışlarla kardeşi kardeşe kırdırmanın hesabını yapıyor.
Osmanlıyı parçalayıp bu oyunu başlatanlar, oyunu Osmanlının devamı olan Türkiye ile sürdürmek istiyorlar. Avrupa’nın Türkiye hamlesi aynı zamanda derin bir tarihin kinini de beraberinde getirmektedir.
Fakat Türkiye’nin bir Libya, bir Suriye olmasını isteyenler, atiye saplanmış çınarın damarlarını görmemekteler. Toprağın üzerinde yağmura, borana uğrayan, şimşeklerle mücadele eden çınarın dallarını ayakta tutan derin köklere sahip olan uzantısı değil midir? Bugün parça, parça duran bu damarların artık bir olma, birlik olma, diri olma vakti gelip geçmiştir.
Kökleri derin ve güçlü olan bu milletin besin kaynağına baktığımızda başarılı dönemlerinde gücünü her zaman İslam’dan almıştır. Dindar olan nesillerin sürüklediği, büyüttüğü Osmanlı ve Türkiye, içi boşaltılan, sadece kelimeler içerisine hapsedilmiş dinci kavramıyla kısırlaştırılmak istenmiştir.
Avrupa İslam devletleri üzerinde oluşan din zırhının farkında olduğu gibi, din zırhını sadece algıya çevirip ‘dinci ülkeler’ tabiriyle somut kavramları soyutlaştırma, ayrıştırma mücadelesinde. Avrupa dinin Osmanlı torunlarına her şeyi yaptıracağını çok iyi bildiği gibi, korkuları olan ‘Kuran ve Dindar’ gençliği, yapay, kurgucu, saldırgan ruh hallerine büründürmek için hınca hınç çalışmaktalar.
Avrupa Osmanlıyı altı yüz sene dimdik ayakta tutan tek şeyin Dindar devlet, dindar toplum olduğunu çok iyi biliyordu.
Avrupa’yı Orta Çağ’da rezil, rüsva eden dinsizlikti. Orta Çağ’da İslam dünyasını şahlandıran İbn-i Sinaları,Birunileri, İmam Gazali gibi dehaları ortaya çıkaran maya dindi.
Medine’yi cennete çeviren, Mekke’yi ehlileştiren, küçük kız çocuklarını diri diri toprağa gömen insandan, karıncaya basmaktan korkan kul haline getiren yine dinimiz İslam’dır’’ ifadelerini kullandı.