Güncel
Sözleşmelilerde 3+1 Düzenlemesi Olumlu Ama Kesinlikle Yetersizdir
Sözleşmelilerde 3+1 Düzenlemesi Olumlu Ama Kesinlikle Yetersizdir
Kamuda istihdamda kadrolu istihdamın esas olduğunu savunan bir konfederasyon olarak, sözleşmelilik kaldırılıncaya kadar, sözleşmeli istihdamda mevcut olan sorun ve sıkıntıların giderilmesi açısından atılacak her türlü olumlu adımı desteklediğimizin bilinmesini istiyoruz.
Bu yönüyle Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Eğitim, Diyanet, Sağlık alanındaki Süreli Sözleşmelilerde 4+2 zorunlu çalışma yükümlülüğünü 3+1’e indiren düzenlemeyi sorunların çözümünde gerekli bir adım olarak görüyoruz. Gerekli görmekle birlikte yeterli görmediğimizi de ifade ediyoruz. Sorunu kalıcı olarak çözmekten uzak, sorunların büyüklüğü karşısında kapsam itibariyle yetersiz, kapsam dışında kalan sözleşmeliler için de umutsuzluk olarak görüyoruz. Mutlak surette atılan adımın devamı gelmelidir.
Söz konusu düzenleme maalesef kapsam itibariyle kamuda Süresiz Sözleşmeli personelin taleplerinin görmezden gelinmesi gibi bir olumsuzluğa sahiptir. Toplam 298 bin sözleşmeli personelin 129 bini 3+1 düzenlemesinin kapsamına girerken 98.500 sözleşmeli personelin beklentisi devam etmektedir.
Bu düzenleme yapılırken;
Çalışma barışı açısından sorunlar barındıran bir uygulama olarak hali hazırda kamuda 46 farklı mevzuata göre sözleşmeli personelin mevcut olduğu, farklı hizmet kollarında süresiz sözleşmeli personelin yer aldığı, hatta aynı hizmet kolunda istihdamı farklı sözleşmelilerin bulunduğu gerçeği göz ardı edilmemeliydi.
Biz Memur-Sen Konfederasyonu olarak, çalışma barışı ve adaleti açısından söz konusu düzenlemenin kapsamını kamuda istihdam edilen bütün sözleşmeli personeli kapsayacak şekilde mutlak surette genişletecek bir düzenlemenin ivedilikle gerçekleştirilmesi gerektiğini güçlü bir şekilde vurguluyoruz.
Bu bağlamda, AK Partili Komisyon Başkanının Genel Kurulda yaptığı konuşmada “Kamuda diğer sözleşmeliler için benzer taleplerin söz konusu olduğunu ve farklı mevzuatlarla istihdam konusunda farklı talepleri gördüklerini, bu bağlamda sosyal tarafların görüşünü önemsediklerini ve sosyal tarafları dinleyerek görüşlerini alacaklarını” ifade etmesini önemli buluyor ve bunu bir verilmiş söz olarak anlıyoruz. Bu bağlamda sosyal tarafların bir araya gelmesiyle bu sorunu çözecek formülün kolaylıkla bulunacağına inanıyoruz.
31 Mart’tan sonra yerel yönetimlerde sözleşmeli personel aleyhine cereyan eden hadiseler sözleşmeliliğin iş güvencesi açısından ne kadar sorunlu bir model olduğunu bütün açıklığıyla ortaya koymuştur/koymaktadır. 31 Mart sonrası bazı el değiştiren belediyelerde iş akdi feshedilen sözleşmeli memur sayısı 75’i geçmiştir. Bu bağlamda Cumhurbaşkanımız Sayın R. Tayyip Erdoğan’ın da vurguladığı iş güvencesi için kadrolu istihdam hayati bir gerekliliktir.
Memur-Sen Konfederasyonu olarak tekrar altını çiziyoruz ki; kamuda asıl olan, statü hukukuna göre istihdamdır. Kamu görevlileri sözleşmeli değil kadrolu şekilde istihdam edilmelidir. Sözleşmeliliğin, devlet hizmetinin her yere ve her vatandaşa ulaştırılması açısından zorunlu olduğu istisnalar söz konusu olsa da, bu istisnaî bir durum olarak kalmalı, kaideye dönüşmemelidir. Ancak gelinen noktada istisna, kaideye dönüşmüş, kalıcı ve genel bir istihdam modeli halini almıştır. Memur-Sen olarak “Kamuda Sözleşmeliliğe Son Şurası” düzenledik ve hizmet kolları boyutuyla detaylı bir mutfak çalışması yaptık. Gördük ki kadrolu istihdam ile sözleşmeli istihdam arasında toplamda 26 fark söz konusu. Bu aynı mekanı paylaşan, aynı işi yapan kamu görevlileri için çalışma barışını tehdit eden en önemli unsur haline gelmiştir. Aynı zamanda “İş – Aile Uyumu” ve statü hukukuyla çelişen bu durumun kaldırılması kaçınılmaz hale gelmiştir.
TBMM Genel Kurulu’nda yapılan 4+2 düzenlemesinin 3+1 şeklinde değiştirilmesini olumlu bulduğumuzu, önergeyi sunan ve destekleyen herkese teşekkür ettiğimizi belirtiyor ve devamı için adımın gecikmeden acilen atılmasını istiyoruz.