Güncel
Yalçın: İnsani Değerler ve Adalet Ekseninde Yeni Bir Düzene İhtiyaç Var
Yalçın: İnsani Değerler ve Adalet Ekseninde Yeni Bir Düzene İhtiyaç Var
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, ümmet ve medeniyet coğrafyamızın emek hareketlerinin ve sendikal zeminin lider kuruluşlarının bir arada olmasının; mekân ortaklığı, söylem ortaklığı, hedef ve eylem ortaklığı noktasında kalıcı ve etkili bir birliktelik oluşturmak açısından son derece önemli olduğunu söyledi. Yalçın, “Bu birlikteliğin, hem teşkilatlarımız hem ülkelerimiz hem ortak coğrafyamız bağlamında ve hepsinden önemlisi, ümmet ve insanlık açısından çok değerli süreç ve sonuçlar üreteceğine inanıyoruz. Dünyanın, insani değerler ve adalet ekseninde yeni bir düzene ihtiyacı var. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için bize, bizim birlikteliğimize ihtiyaç var” dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı Eğitim-Bir-Sen, Arap Eğitimciler Federasyonu, Bahreyn, Kuveyt, Lübnan ve Ürdün eğitimciler sendikalarıyla eğitim ve iş birliği anlaşması imzaladı.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Arap Eğitimciler Federasyonu Genel Başkanı Cemal El-Hüsami, Bahreyn Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Safiye El-Şamsan, Kuveyt Eğitim Bakanlığı Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Muhammed El-Hudayna, Lübnan Öğretmenler Sendikası Genel Başkanı Ahmed Walid Jaradi, Ürdün Öğretmenler Sendikası Genel Başkanı Basil Freyhat’ın katılımıyla Ürdün’ün Akabe kentinde düzenlenen imza töreninde konuştu. Yalçın, ‘Mescid-i Aksa Şairi’ Mehmet Akif İnan’ın Kurucu Genel Başkanı olduğu ve Türkiye’nin en büyük sendikası Eğitim-Bir-Sen’in Başkanlar Kurulu’nu Mescid-i Aksa’nın gölgesinin düştüğü Ürdün’de yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu vesileyle bizlere ev sahipliği yapan Ürdün Öğretmenler Sendikası’na, toplantımızı Ürdün’de gerçekleştirmemizde bize kolaylık sağlayan ve yardımcı olan Ürdün devletine özellikle teşekkür ediyoruz. Eğitimciler Birliği Sendikası olarak, Ürdün’e hareket etmemizden kısa bir süre önce 402 bin üye sayısına ulaştığımızı tescilleyen süreç tamamlandı. Sendika olarak bugüne kadar sayı bazında en yüksek üye sayısı artışını gerçekleştirdik ve bir yıl içerisinde 62 bin yeni üye kaydettik. Bir anlamda, sendikal açıdan yazdığımız destanın onurunu ve mutluluğunu sizlerle paylaşma imkânı elde ettik. 402 bin üye sayısıyla örgütlenme noktasında en büyük, toplu sözleşme noktasında tek yetkili sendika sıfatımızı perçinledik. Sendika olarak ülkemizdeki 1 milyonu aşkın eğitim çalışanının hakkını ve hukukunu koruma ve artırma sorumluluğunu yüklendik. Bunun yanında, 2 milyara yaklaşan dünya Müslümanlarının ve 8 milyarlık insanlık ailesinin istediği, hak ettiği adil ve huzurlu dünyanın inşası çabalarına da sivil toplum kuruluşu ve sivil inisiyatif olarak katkı ve katılım sağlıyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak, kuruluşunda öncü olduğumuz ve bugün Türkiye’nin en büyük emek hareketi ve konfederasyonu olan Memur-Sen de 1 milyon üyesiyle, 5 milyona yakın insanı doğrudan ilgilendiren toplu sözleşme sürecinin tek yetkilisi konumundadır. Ülkemizde kamu görevlilerinin örgütlendiği 11 hizmet kolunda Memur-Sen Konfederasyonu’nun üyesi olan 11 sendika yetkilidir ve toplu sözleşme masasında Memur-Sen ve bağlı sendikaları dışında yetkili sendika bulunmamaktadır. Memur-Sen Konfederasyonu’nun da Genel Başkanı olmam hasebiyle bugün burada perçinleyeceğimiz iş birliği, dalga dalga Türkiye’deki diğer hizmet kollarındaki sendikalar ile sizlerin ülkelerinizdeki eğitim alanı dışında kurulu sendikalarla da iş birliği kapılarının açılmasına zemin hazırlayacaktır.”
ÖZELDE MEDENİYET HAVZAMIZI, GENELDE İSE BÜTÜN DÜNYAYI HİZMET ALANIMIZ
Memur-Sen olarak, sendikacılığı sadece üye ve ülke ile sınırlamadıklarını kaydeden Yalçın, “Özelde medeniyet havzamızı, genelde ise bütün dünyayı hizmet alanımız olarak görüyoruz. Bu çerçevede, emek örgütleriyle, sendika yöneticileriyle tecrübe paylaşımı kapsamında eğitim ve iş birliği ağımızı genişletiyoruz. 402 bin üyesi bulunan bir emek hareketi olarak, sadece ücret sendikacılığı yapmıyoruz. İnsana, onuruna, haklarına dair bütün olaylara müdahil olmak, insanı ve onurunu esas alan bütün yapılarla iş birliği yapmak, ümmetin dertlerine çözüm bulmak, mazlum ve mağdurların beklentilerine, yardım ve destek isteklerine cevap vermek istiyoruz. Bu amaçla, sendikamızın ve konfederasyonumuzun Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan’ın ‘Mescid-i Aksa Şairi’ olarak anılmasını sağlayan ‘Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde/ Götür Müslüman’a selam diyordu/ Dayanamıyorum bu ayrılığa/ Kucaklasın beni İslâm diyordu’ dizeleriyle mimlediği hasretin bitmesi ve işaret ettiği kavuşmanın gerçekleşmesi için çabalıyoruz. İslam coğrafyasının ve dünya Müslümanlarının, olanlara sessiz, ölenlere duyarsız halden sıyrılmasını, inzivadan intifaya geçmesini hedefliyoruz. İslam için, insan için, sahip olduklarımızdan infak etmeyi cihat etmenin bir cüzü olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.
SORUMLULUK ALMALI VE BİRBİRİMİZLE KARDEŞ VE PAYDAŞ OLMALIYIZ
Ümmet ve medeniyet coğrafyamızın emek hareketleri ve sendikal zeminin lider kuruluşları olarak bir arada olmalarının; mekân ortaklığı, söylem ortaklığı, hedef ve eylem ortaklığı noktasında kalıcı ve etkili bir birliktelik oluşturmak açısından son derece önemli olduğunu belirten Yalçın, “Bu birlikteliğin, hem teşkilatlarımız hem ülkelerimiz hem ortak coğrafyamız bağlamında ve hepsinden önemlisi, ümmet ve insanlık açısından çok değerli süreç ve sonuçlar üreteceğine inanıyoruz. Dünyanın, insani değerler ve adalet ekseninde yeni bir düzene ihtiyacı var. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için bize, bizim birlikteliğimize ihtiyaç var. Dünya ve insanlık, bizim medeniyetimizden neşet etmiş değerlere muhtaç. Sendikalarımızın, sendikacılarımızın kendi ülkelerinde ortaya koyduğu iyiye, güzele ve doğruya dair iradeyi artık medeniyet havzamıza, onun da çok ötesinde dünyaya taşıması gerekiyor. Emperyalist dünyanın, kapitalist düzenin emek tanımında, değer tanımında, ücret tanımında insanı yok sayan ceberutluğuna son verecek, ortak akılla belirlenmiş stratejiye, alternatif fikirlere, yeni platformlara, insanlığa, insan olmanın onurunu yaşatacak kuruluşlara ihtiyaç var. Yeni bir heyecan, yeni bir aksiyoner duruş üretme görevi, hepimizin üzerine yüklenmiş büyük bir sorumluluk var. İşte bu salonda bulunan, eğitim sendikalarının bu anlamda sorumluluk alması ve birbirleriyle kardeş ve paydaş olması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
SAFLARI SIK TUTMALIYIZ Kİ ARAMIZA EMPERYALİSTLER GİRMESİN
“Ürdün, Sudan, Fas eğitim sendikalarının kongrelerini yeni yaptığını biliyorum. Yeni yönetimlere buradan başarı dileklerimi iletiyorum. Arap Eğitimciler Birliği de aynı şekilde yakın tarihte yönetimini oluşturdu. Bu vesileyle, ev sahibimiz Ürdün Öğretmenler Sendikası’nın, Sudan, Bahreyn, Lübnan, Kuveyt ve Fas eğitim sendikalarının genel başkanlarının nezdinde sendikalarımızın yönetim kurullarına çalışmalarında başarılar diliyorum” diyen Ali Yalçın, şunları söyledi:
“Yeni seçilen sendikal liderler olarak, medeniyet havzamızın ihtiyaç duyduğu birliği, dirliği ve daimi kardeşliği inşa ve icra etmede eğitimci sendikacılar olarak bizlere, hem kendi ülkelerimizde hem de ülkeler arası ilişkiler noktasında diplomasi zemininde önemli bir görev düşüyor. Çocuklarımızın, gençlerimizin, medeniyet havzamızdaki insanlarımızın, cemiyetlerimizin birbirini daha iyi tanımasını sağlamak zorundayız. Ya dinde kardeş ya da yaradılışta eş olduğumuz idrakiyle ortak yaşam alanımız olan bölgede şiddetin, terörün ve ayrılıkların son bulmasını sağlayacak ortak aklı inşa etmeliyiz. ‘Safları sık tutun, aranıza şeytan giremesin’ düsturunu sadece namazda değil, günlük hayatta, ekonomide, bilimde, eğitimde, kültürde, diplomaside de hayata geçirmeliyiz. Aramıza, emperyalistler, kapitalistler girmesin. Medeniyet havzamıza çöreklenenlerin planları bozulsun. Onların işbirlikçisi, tetikçisi olan yerel ve küresel terör şebekeleri ümmetin coğrafyasında kan akıtamasın.”
SORUNLARIN OLUŞTURDUĞU MAĞDURİYET GİBİ, ÇÖZÜMLERİN KAYNAĞI DA ORTAK
Son bir yıllık süreçte birçok ülkenin sendikalarıyla iş birliği anlaşmaları imzaladıklarını, tecrübe paylaşımları yaptıklarını dile getiren Yalçın, “Şüphesiz ağırlığı ümmet coğrafyamıza, medeniyet havzamıza verdik, vermeye de devam edeceğiz. Çünkü sorunlarımız ve sorunların oluşturduğu mağduriyet gibi, çözümlerin kaynağı da ortak. Biz fıtratta var olan birlikteliğimizi hayatta da mümkün kılmak için karşılıklı bir irade ortaya koyduk ve bunu da geliştirmeliyiz” diye konuştu.
ÇARESİZSEK, ÇARE BİZİZ
Siyasi, ticari ve diplomatik aktörlerin bütün bölgeyi kapsayan iş birliği anlaşmaları yaptıklarına, İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam Kalkınma Bankası gibi çok uluslu organizasyonların ve kuruluşların oluşturulduğuna dikkat çeken Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “Olumlu işler yapılmasına rağmen olması gerekene bir türlü ulaşılamadı. Çünkü sivil toplumun, sivil aklın, sivil inisiyatifin yer bulamadığı bu tür zeminler hep eksik kaldı. Öyle ki, bölgemizde yaşanan çatışmalarda, insana ve insanlığa dönük ihlallerde sitemimizi BM, AB ve NATO’ya yapmak durumunda kalıyoruz. ‘Niye buraları görmüyorsunuz, neden bu duruma son vermek için çaba sarf etmiyorsunuz’ sorusunu onlara yönelttik. Esasen bu sitem ve sorunun muhataplarının onlar olması bile büyük bir yanlış. Tevhid dininin müntesiplerinin Avrupa Birliği gibi bir birliği yoksa, Birleşmiş Milletler’de etkinliği yoksa, bölgemizde savaşlar, terör örgütleri eksik olmuyorsa, Suriye’de, Arakan’da, Filistin’de acılar ve zorbaların şiddeti devam ediyorsa, bunun nedeni bellidir. Ortak söz söylersek, Hakkı ve hayrı birlikte inşa edersek, haksızlığa ve kötülüğe karşı birlikte direnirsek, birlikte evet der, birlikte reddedersek, çok şey değişecek. İslam coğrafyasının ve ümmetin yaşadığı sorunların arka planındaki en büyük gerekçenin ‘birlik halkasını tam olarak tesis edememek’ olduğunu sanırım hepimiz kabul ediyoruz. Toplumun kendi öz değerleriyle inşa edilmesine zemin hazırlamak eğitimin işi, eğitimcilerin işi, yani bizim işimiz. Biz mayayı sağlam atarsak, sorun çözülür, öz güven bunalımı aşılır. 57 İslam ülkesi var. Nüfusları 2 milyarı buluyor. Bu nüfusun ağırlığını gençler oluşturuyor. Dünyanın hemen her ülkesinde Müslüman topluluklar, cemiyetler ve gruplar var. İletişimimiz, etkileşimimiz artıyor ancak istenilen seviyenin, olması gereken zeminin halen çok yakınında değiliz. Mezhepçilikten, ırkçılıktan, terör fitnesinden kurtulmak istiyorsak; medeniyet havzamızın tarihi birikimini, inanç kudretini idrake dönüştürecek bir eğitim hamlesini, eğitimciler buluşmasını, sendikacılar kucaklaşmasını sağlamak, sağlam bir zemin ve iradeyle başarmak zorundayız. Bu, potansiyelimizi ortaya çıkaracak, kapasitemizi artıracak, kolektif şuurumuzu coğrafyamızda hâkim kılacaktır. Bunun anlamı, artık Müslümanları öldüremeyecekler, Müslüman ülkeleri sömüremeyecekler, İslam coğrafyasında istedikleri gibi at oynatamayacak, petrol için kan dökemeyecek, darbelerle, terör örgütleriyle huzurumuzu, refahımızı, kardeşliğimizi, birliğimizi çalamayacaklar. Bu duygu ve düşüncelerle; şiddetten, terörden, sömürüden, haksız savaşlardan arınmış bir ümmet coğrafyası için, baskılardan, zulümlerden kurtulmuş, onuru korunan bir Müslüman için, insanlığın ortak hedeflerine ulaşmayı hızlandıracak süreç ve sonuçları üretecek birlikteliğimizin daim olması için, Allah ülkelerimize, ümmete ve insanlığa hizmet mücadelemizde yar ve yardımcımız olsun diyor, toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Ürdün Öğretmenler Sendikası Genel Başkanı Basil Freyhat, Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluş Eğitim-Bir-Sen’i ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını dile getirerek, iş birliği anlaşmaları ve tecrübe paylaşımlarının önemli olduğunu söyledi.
Arap Eğitimciler Federasyonu Genel Başkanı Cemal El-Hüsami, eğitim ve iş birliği anlaşması yapılmasına vesile olduğu için Eğitim-Bir-Sen’e teşekkür ederek, “Vizyonu olan, ülkesinde önemli çalışmalar yapmış ve yapmakta olan bir teşkilat olan Eğitim-Bir-Sen’e yeni yolculuğunda başarılar diliyorum” dedi.
Konuşmaların ardından eğitim ve iş birliği anlaşmaları imzalandı.